BUGÜN İRAN’ın YANINDA OLMAK HİKMETTİR DİYENLER DÜN IŞİD’İN YANINDA NİYE BU SÖYLEMLERİ İZHAR EDEMEDİLER!
Madem şimdi bu konjonktürde İran’ı tutmak icab ediyor, geçmişi askıya almamız gerekiyor, kafirin zarar görmesi sözkonusu ise bir mukayese yapalım.
İran Müslümanları öldürdü şimdilik İsrail’e karşı askıya alalım! diyenler
Işid de Müslümanları öldürmüştü ama kimse askıya almadı!
İran’ın düşmanı Abd-İsrail ise Işid’in düşmanı da ABD-İsrail idi.
Kafir ABD-İSRAİL, İran’ın saldırılarından zarar görüyor idiyse Işid de Kafire zarar vermişti.
İran şii olarak bidat fırka idiyse Hariciler de bidat fırkaydı.
İran devlet olarak bir güç idiyse Işid de epey bir coğrafyaya hakim devlet ilan etmişti.
İran anti-İsrail idiyse Işid de antihaçlı ve antiisrail idi.
İran vahdet adı altında şiilik ihraç ediyordu ama Irak-Afganistan-Suriye’de vahdetin Sünnilere vahşet olduğunu gördük yazık ki İsrail’e atılan füzeler üzerinden hala ibret almadan bu söylemi canlandırma girişimleri var.
O zaman Işid de Tevhid Tevhid diyordu, küfrün koalisyonlarını kesiyordu, patlatıyordu vs. peki Işid kafire vururken Tevhid diyenler şimdi İran’a karşı konuşmanın vakti değil diyenler o zaman niye herkes Işid hakkında konuşuruken bu teenni ve vahdet söylemini izhar etmiyorlardı….
Verilecek örnekler çok…
Sanki bizler “Yaşasın İsrail Kahrolsun İran” sloganları atıyormuşuz gibi bir de basiretsizlikle, sathilikle, öngörüsüzlükle, güncelin cehaleti ile suçlanıyoruz.
Dün Işid’in yanında değildik bugün de İran’ın yanında değiliz. Çünkü bugünün gerekçeleri dünün gerekçeleri ile aynıydı. Bu da tutarsızlık ve tezatlıktır.
Evet, İran ilk kez danışıklı bir dövüşün içinde değil; İsrail’i vurmaya mecbur kaldı. Bu savaş, ümmet coğrafyasını işgalle, katliamla, acıyla kana bulayan İsrail-ABD çetesine Müslümanları müdafaa etmek için; kanların- canların intikamını almak için verilmiş ümmetçi hamiyetle verilmiş bir savaş değildir. Dolayısıyla Sünni Müslüman coğrafyada aynı katliamları yapan İran’ın İsrail’e verdiği karşılık imajını, itibarını temizlemez. Kimse bizeden hamaset ve hissiyat edebiyatı ile İran’ın yanında durmamız gerektiğini, “vahdet zamanıdır” gibi bir retoriği kabulleneceğimizi beklemesin. İran halkı bu savaşta mağdurdur, mustazaftır; harami, ırkçı, batıni, kuburi, hurufi olan Rafızi oligarşinin de kurbanıdır. Onlara üzülüyor ve sahih akide doğru bir İslam anlayışına evrilmeleri için ıslahlarına dua ediyoruz. Fakat İran molla oligarkları ve batıl rejimleri Allah’ın değişmez yasası gereği İsrail-ABD çetelerinin hunhar elleriyle helak olmalarının sürecini yaşıyorlar en fazla.
İmam Evza’i rahimeullah şöyle demiştir: şayet fücur sahibi bir topluluk başka bir topluluk ile çarpışır ve birbirleriyle savaşır da Allah, bunlardan birini helak ederse Allah’a hamd edilir. Allah ikisini birden helak edecek olursa Allah’a daha çok hamd edilir.