İslam hayatımızın bir kenarında olduğu sürece onu hakim kılmamız asla mümkün değildir.
İslam için çalışıyorum diyorsun da, sorayım sana; ne yapıyorsun?
Ben söyleyeyim; haftada bir iki defa aranızdan birinin evinde buluşuyorsunuz, camide haftalık konferanslara katılıyorsunuz veya aranızdan biri kitap açıp okuyor, diğerleri de onu dinliyor.
Bu bir saatlik dersinizde içecekler, börekler, çörekler tüketiliyor. Her bir lokma için iki yudum kola gerekli.
Yediğini, ekmeğini ve pilavını kola olmaksızın yutamıyorsun.
Gerçekten bu şekilde İslam’a hizmet ettiğini mi sanıyorsun?
Allah’ın yüce dinini, bu şekilde hayatınızın boş vakitlerini ayırarak hakim kılacağınızı mı sanıyorsunuz gerçekten?
Evlenmek için çaba sarf ettiğiniz çabanın mislini İslam’a yardım için sarf ediyor musunuz gerçekten?
Üniversite diploması için sarf ettiğin çabanın çeyreğini bu din için sarf etseydin İslam zafere ulaşmıştı.
“Sizden önce gelenleri durumu sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş öyle sarsılmışlardı ki, nihayet peygamber ve beraberindeki müminler ‘Allah’ın yardımı ne zaman’ dediler. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır.” (Bakara, 214)
Bir bedel ödememiz gerekiyor, bu bedel ise pahalıdır.
Boş zamanında yaptıklarınla mı cennete girmeyi düşünüyorsun?
Gerçekten dininde ciddi misin?
Rabbine karşı ciddi misin?
ŞEHİT DOKTOR ABDULLAH AZAM, Ümmet Nasıl Parçalandı