“Kadınların Aklı ve Dini Noksandır” Hadisini Nasıl Anlamalıyız ?

Ma’lumdur ki bazı çevreler bir kaç yılda bir bu rivayeti öne sürüyor, toplumda bir infial oluşturuyor, sonra kadınların içlerindeki feministliği dışarı çıkarmak sureti ile hadislere saldırıyorlar.

Bunların bu işteki tek amaçları, hadisleri red etmektir. Lakin bunu böyle lanse etmeyip, kadınlara ‘Bakın hadisler size akılsız ve dini az diyor’ diyorlar ve bu şekilde ümmetin kadınlarını, maazAllah irtidada sürüklüyorlar.

Allah’ın izniyle bakalım kim kadınlara zulmediyor, bu rivayet mi yoksa bu adamlar mı ?

قلن وما نقصان ديننا وعقلنا يا رسول الله؟ قال أليس شهادة المرأة مثل نصف شهادة الرجل قلن بلى قال فذلك من نقصان عقلها أليس إذا حاضت لم تصل ولم تصم قلن بلى قال فذلك من نقصان دينها

Ebu Said el-Hudri (رحمه الله) dedi ki:

“Onlar (kadınlar) ‘Ey Allah’ın Rasulü ! (Sen bizlerin aklının ve dinininin noksan olduğunu söyledin) Bizim dinimizin ve aklımızın noksanlığı(ndan kasıt) nedir?’ dediler. Allah Rasulü ‘(Allah’ın ayetine göre Bakara 282) Kadının şahitliği erkeğin şahitliğinin yarısının misli değil midir?’ dedi. Biz ‘Evet’ dedik. Allah Rasulü ‘İşte bu onun aklının noksanlığıdır. (Peki) O (kadın) hayz olunca namaz kılmaz ve oruç tutmaz değil mi?’ dedi. Biz ‘Evet (yapmayız)’ dedik. Allah Rasulü ‘İşte bu da onun dininin eksikliğidir’ dedi”

Sahih, el-Buhari 304

Bu rivayeti İmam Buhari Said bin Ebi Meryem’den, o Muhammed bin Ca’fer’den, o Zeyd bin Eslem’den, o İyad bin Abdullah’tan, o da Ebu Said’den olmak üzere nakletmiştir.

Benzerini İmam Muslim’de Muhammed bin Rumh’tan, o Leys’ten, o İbn’ul-Hadi’den, o Abdullah bin Dinar’dan, o da İbn Ömer’den olmak üzere nakletmiştir.

Muslim, es-Sahih 79

Dikkat ederseniz zaten hadis bizzat aklın ve dinin noksanlığının ne olduğunu kimsenin tefsirine ihtiyaç bırakmayacak şekilde açıklamıştır.

Kadının aklının noksanlığı, ayete işaret etmiş, kadın şahitlik hususunda erkeğin yarısıdır denmiştir.

Burada bir kadına düşen şudur ; Ben Allah’ın ayetlerine iman edecek miyim etmeyecek miyim ? Çünkü konu hadisten çok ayetle alakalıdır. Eğer ki ayete iman ediyorsa, o zaman bu hadiste bir müşkil yoktur, çünkü aklın eksikliği şahitlik hususudur, kimse bu rivayetten yola çıkarak kadınların gerizekalı olduklarını söylememiştir.

Bu sebeble bir kadına düşen, hikmetini anlasa da anlamasa da Rabbinin ayetlerine iman etmesi, onu feminist zihniyetle reddetmemesidir. Allah kullarına zulmetmez, onun söyledikleri kullarının hayrı içindir.

Sonra ayet borç hukuku ile alakalıdır ve erkeğin şahitliğini de tek başına kabul etmemiş ‘Ya iki erkek ya da bir erkek iki kadın olsun’ demiştir. Bunun hikmeti de, borç veren ve borç alan kimsenin mağdur olmamasıdır.

Kalkıp ‘Olur mu efendim neden iki erkek beraber olsun, bu (haşa) bana hakarettir’ demek doğru olmaz, çünkü konu erkek ve kadından ziyade borç veren ve borç alanın mağdur olmaması içindir. Bu sebeble de kadınların iki kişi olmasından hemen sonra ‘biri unutursa diğeri hatırlatsın’ denmiştir. Yani olurda biri unutur ya da yanlış hatırlarsa, diğeri hatırlatmak sureti ile adaleti sağlayacaktır, alacaklı ve verecekliye zulmedilmeyecektir.

Kadının din eksikliğine gelince ; Bu da zaten sarahaten regl/hayz halı olduğunu söylemiş, kimsenin tefsirine bir ihtiyaç bırakmamıştır.

İlk olarak her kadın bilmelidir ki, hayz kadınların kendi ayıpları değil, Allah’ın onlara yazdığı fıtri bir emridir ;

إن هذا أمر كتبه الله على بنات آدم

Allah Rasulü (عليه الصلاة والسلام) dedi ki:

“Muhakkak ki bu (hayz), Allah’ın adem kızları üzerine yazdığı bir emirdir”

Sahih, el-Buhari 294

Sonra hadi diyelim ki bu hadisleri (haşa) reddettik, bakalım o zaman ne yapacağız ;

ويسألونك عن المحيض قل هو أذى فاعتزلوا النساء في المحيض ولا تقربوهن حتى يطهرن

Allah (سبحانه وتعالى) dedi ki:

“Sana hayzdan soruyorlar. De ki ; O bir ezadır. O halde kadınlardan, onlar hayz iken temizlenince kadar uzaklaşın ve onlara yaklaşmayın”

Bakara 222

Ayette hayz halinde olan bir kadın ile cima nehyedilmiş, onun dışında bir şey nehyedilmemiştir.

Dolayısı ile ortaya şu çıkar ;

Hayz halindeki kadın namaz kılmak ve oruç tutmak zorundadır, bu hallerde bunları terkedemez.

O hayz ki, Allah ayette onun kadınlar için bir eziyet olduğunu söylemiş, bu eza haliyle beraber hadisler olmayınca kadına bir de bu tarz hukümlerin dayatılması gerekecektir. Bu ise kadınları için hem temizlik hem de bedenen eziyet üzerine bir eziyettir.

Bu sebeble Allah bu ayette hayzın rza olduğunu söyledikten sonra, ‘Allah tevbe edenleri ve temizlenenleri sever’ demiştir.

Dikkat edin bu vatandaşların anlattığı din mi kadına zulmediyor, yoksa hadisler mi ?

Sonra şunu düşünün ahirette kadına şu mu denilecek ; ‘Efendim sen her ay 1-15 gün (şafii mezhebine göre) namaz kılmıyorsun ve kaza da yapmıyorsun, erkekler ise bundan muaf değil, bu sebeble seni mevkin cennette daha aşağı olacak’ denecek mi ? Tabi ki hayır, bu onların çektikleri bu ezaya karşılık, onlar için bir merhamettir.

Dolayısı ile Erham’ur-Rahimin olan Allah ve onun alemlere rahmet olarak gönderdiği Rasulü bir hüküm verdiğinde, bunun hikmetini anlamasak dahi teslim olmalıyız, çünkü bazen biz bir şeyin hikmetini anlamayabiliriz, lakin bu onun hikmetinin olmadığını ve bizleri zulm olmasını gerektirmez.

Allah en doğrusunu bilendir.

Şura’nın Babası Mes’ud

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir