Her Davetçi Zorluklarla Beslenir, Güçlenir.

Allah’ın adıyla

Allah’a hamd ve Rasulüne salât ve selam olsun.

Rabbimiz, bizlere bir dert ve sıkıntı verdiğindemuhakkak o dert ile birlikte bize bir ilaç da göndermiştir. Davetçinin yaşadığı sıkıntılarda sarılması gereken tek ilaç ise şüphesiz Kuran ve Rasulullah’tır.

Rabbimiz Subhanehu ve Teala, İnşirah suresinde, “Evet, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” buyuruyor. Bu müjde en çok da davetçinin azık edinmesi ve gözünün gördüğü her yere altın harflerle kazıması gereken bir müjdedir.

Bilmeliyiz ki davetçinin ve hak ehlinin hayatındasıkıntılar yaşaması sünnetullahtır. Örneklikte ve önderlikte bir benzeri daha olmayan ve Allah’ın bizlere kitabında, “Andolsun ki sizin için, Allah Resûl’ünde güzel bir örneklik vardır.” buyurduğu İki Cihan Güneşi Peygamberimiz (sav) Allah’ın O’na (sav) yüklediği emaneti taşırken ve tebliğ ederken büyük zorluklara göğüs germiştir.

Bu zorluklar karşısında, davetçinin adı soyadı gibi bilmesi ve hayatının en zor dönemlerinde ona teselli limanı olması gereken bir ilaçtan söz etmemiz gerekiyor. Bu ilaç, Duha Suresidir.. 

Duha suresinin nazil oluş sebebi biz davetçilere çok şey öğretmektedir. Rasulullah (sav)’ e vahyin geldiği ilk yıllarda vahyin bir kesilme dönemi olmuştu ve Rasulullah buna çok üzülmüştü. Bu olayın Allah Rasulü (sav) için ne anlama geldiğini çok iyi anlamamız gerekiyor. O (sav) Allah’ın planının ne olduğundan ve 23 yıllık bir vahiy sürecinden habersizdi. Vahyin çok başlarında ise vahiy birden günlerce kesintiye uğramıştı. Bu durum karşısında Rasulullah (sav) Allah’ın kendisine darıldığını, onu (sav) terk ettiğini sanıyor ve kusurun kendisinde olduğu için vahyin kesildiğini zannediyordu. 

Üzülüp perişan olmasında diğer bir nokta ise, vahiy Allah Rasulü (sav) için Allah ile konuşma, dost ile buluşma ve gücünü Allah’tan almaktı. Vahiy kesilince kendisini yapayalnız, tek başına hissetti. Müşrikler Rasulullah’ın (sav) üzüntüsünü daha da derinleştiriyordu, “Rabbi Muhammed’i terk etti” diyorlardı..  

Rasulullah (sav) böyle bir çıkmaz içerisindeyken Duha suresi nazil oldu..

Rabbimiz Duha suresine, gece ve gündüz üzerine yemin ederek ve onlar üzerinde misal vererek başlıyordu. Rasulünü (sav) terk edip ona darılmadığını söylüyor ve ona teselli veriyordu. Sonra, İslam davetinin başlangıcındaki bu zorluğun geçici olduğunu ve her gelen devrin bir önceki devirden daha iyi olduğunu müjdeliyordu. 

Bu müjde, biz davetçiler için de ne büyük bir müjdedir!

Her davetçi, Rasulullah’ın (sav) vahyin kesildiği dönemde yaşadığı ve hissettiği durumların benzerini davete başladığı ilk döneminde yaşıyor ve hissediyor. 

İslam davasında bizlerin vazgeçilmez ihtiyacı nedir? Allah’tan güç almak ve Allah’ın bizlere yardımı değil midir? Belli bir süre Rabbimiz En güzel davetçi olan Rasulullah’ı (sav) yalnız ve tek başına bıraktığı gibi O’nun (sav) izinden giden ve emaneti taşımak isteyen davetçileri de bir süre yardımsız ve tek başınabırakıyor.

Ama bunun bir hikmeti var..

Rabbimizin Duha suresinde misal verdiği gibi, nasıl gece ve gündüz bir hikmet üzere ise, ne gündüzü Allah memnuniyetten, geceyi de dargınlığından yaratmadı ise, bir süre için yalnız ve tek başımıza kalmamız da aynen bu durum gibi hikmetlidir. 

Gündüz gerginlik, işten dolayı yorgunluk, aydınlık dönemdir. Gece ise sükunet ve dinlenme vaktidir. Gündüz vahyin indiği, davetçinin Allah’ın yardımına eriştiği, gece ise vahyin kesildiği ve tek başına kaldığı dönemdir. 

Allah Rasulü (sav), bu dönemi Peygamberliğinin başında yaşadı. Biz davetçiler de davetimizin başında, bizlere bırakılan İslam emanetini taşımak istediğimizde bu durumu yaşayacağız, ki yaşıyoruz da.. Peki neden, hiç düşündünüz mü?                                                                  Dava yükünü omuzlamaya hazır olmak, gelecek imtihanlarda sabrı, sekineti ve rüşdü kuşanmak ve bu davada ne kadar samimiyiz, bu davayı hobi olarak mı yoksa bize bırakılan bir emanet ve sorumluluk olarak mı görüyoruz? Allah’a, tüm bunları ispat etmek için..

Allah Subhanehu ve Teala bu ayetlerin ardından ise hemen bir müjde daha veriyor. İçinde bulunduğumuz sıkıntılardan dolayı kaygılanmamamız ve üzülmememiz gerektiğini bizlere bildiren bir müjde.. Rasulullah (sav) nezdinde tüm davetçilere sesleniyor, “Muhakkak ki her gelen devir bir önceki devirden, merhaleden daha iyi olacak..”

Bizler İslam davetçileri olarak bilmeliyiz ki, bu dönemleri hayatımızda yaşayacağız belki de yaşadık. Tek başımıza, yalnız kalacağız, yalnız mücadele edeceğiz, ağlayacağız, üzüleceğiz, bazen moralsiz ve çaresiz hissedeceğiz. Ama inanalım ki Rabbimiz bizi terk etmedi ve bize darılmadı da.. Davanın ağırlığını omuzlayabilmemiz için, rüşde ulaşmak için ve davadaki samimi oluşumuzu, ihlasımızı Allah Subhanehu’ya ispat etmemiz için bu durumu yaşamamız gerekiyordu.

Bu süreçler geçtiğinde ise biz davetçilerin asla unutmaması ve gözünün gördüğü her yere kazıması gereken bir ahlak dersini Rabbimiz yine Duha suresinin son ayetlerinde bizlere emrediyor. Bizlere verdiği nimetleri sıralarken buyuruyor ki, “Ve seni yol bilmez iken, doğru yola yöneltip iletmedi mi?” 

Bize verilen hidayet ve ihsanın karşılığı olarak soru sorana her halükarda merhametli, şefkatli bir şekilde, onu kovmadan, sert davranmadan sorusuna cevap vermemizi ve elimizden gelen yardımı yapmamızıemrediyor. Bizim de bir zamanlar bilmediğimizi ve bize O’nun (cc) öğrettiğini vurguluyor. Yani Rabbimiz bize verdiği hidayetin ve öğrettiği hakikatlerin karşısında nankörlük etmememizi istiyor. 

O vakit biz davetçilerin yürüyeceği yol bellidir.. Bazen düşeceğiz, üzüleceğiz, çıkmazda hissedeceğiz ve yalnız, tek başımıza kalacağız ama gelecek herdönemin şu an yaşadığımız dönemden daha iyi olacağını unutmayacağız. Rabbimizin bizi terk etmediğine inanıp Allah’ın ayetlerine sarılıp sabrı kuşanarak Allah’ın verdiği tüm nimetler karşısında şükrü şiar edineceğiz. Her zaman düştüğümüz yerden kalkıp, Bismillah, diyerek Allah’ın davası uğrunacanını, malını feda etmeye hazır bir Dava adamı olacağız! 

Velhamdulillahi Rabbil Alemin

Zümra Adevi

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir