Kafirlere İtaat Etmek Mutlak Olarak İnsanı Dinden Çıkarır mı ?
Kafirlere itaat, mutlak olarak kişiyi dininden etmez, itaat ettiği hususa göre değişir.
Kişi haram olan bir hususta itaat ederse; misal, kafir bir yönetici bir müslümana içkiyi emrederse, müslüman içkiyi içmek sureti ile ona itaat ederse, haram işlemiş olur. Lakin kişiye emrettiği küfrü gerekli kılan bir durumsa, o zaman kişi ona itaat ederse dinden çıkar.
وإن أطعتموهم إنكم لمشركون
Allah (سبحانه وتعلى) dedi ki:
“Eğer onlara (kafirlere/müşriklere) itaat ederseniz, muhakkak ki müşrik olursunuz” (En’am, 121)
İlim ehli bu ayette bahsedilen durumun, Mucahid’in (رحمه الله) zikrettiği nuzül kıssası olduğunu söylemişlerdir.
Mucahid (رحمه الله) bu ayetin, Kureyş müşriklerinin ashaba gelerek, ‘Kendi elinizle kestiğinizi yiyorsunuz, Allah’ın kestiğini (meyteyi) yemiyorsunuz’ diyerek, şeytanlardan aldıkları vahiy ile ashabla cidal etmeleri üzerine nazil olduğunu, yani kişinin bu ayetin kapsamına girmesi için, istihlal (helal sayma) şartı olduğunu zikretmiştir.
(Tefsiru Mucahid bin Cebr syf 327)
Bu hususta tefsir ehli ittifak etmişlerdir.
يعني باستحلال الميتة قال الزجاج في هذا دليل على أن استحلال الحرام وتحريم الحلال يوجب الكفر
Ebu Muzaffer Sem’ani (رحمه الله) dedi ki:
“(Onlara itaat ederseniz) Yani meyteyi (haramı) helal sayarak (itaat ederseniz, müşrik olursunuz). Zeccac dedi ki ; Bu (ayet) delildir ki, haramı helal saymak, helali haram saymak küfrü gerekli kılar“
(Tefsiru Sem’ani 2.cilt syf 140)
Aynısını Begavi’de söylemiş ve Zeccac’dan da aynısını nakletmiştir.
(Tefsir’ul-Begavi 3.cilt syf 184)
Zeccac Sem’ani ve Begavi’nin ondan naklettiğini söyledikten sonra, şöyle demiştir ;
لو أحل محل الميتة في غير اضطرار أو أحل الزنا لكان مشركا بإجماع الأمة وإن أطاع الله في جميع ما أمر به وإنما سمي مشركا لأنه اتبع غير الله فأشرك بالله غيره
“Eğer kişi zaruret olmaksızın meyteyi (haramı) helal sayar ya da zinayı helal sayarsa, bu kimse velev ki Allah’ın bütün emrettiklerinde ona itaat etse de, o ümmetin icmasıyla müşrik olur ! Bu kimse müşrik olarak isimlendirilmiş, çünkü o Allah’tan gayrına (kesin helal ve haram olan hususlarda) tabi olmuş, böylece gayrını Allah’a ortak kılmıştır”
(Mean’il-Kur’an ve İ’rabuhu 2.cilt syf 287)
إذ كان هؤلاء يأكلون الميتة استحلالا فإذا أنتم أكلتموها كذلك فقد صرتم مثلهم مشركين
İbn Cerir (رحمه الله) dedi ki:
“Çünkü onlar (kureyş müşrikleri) meyteyi helal sayarak yiyordular. Siz de onu (meyteyi) böyle (helal sayarak) yediğinizde, o zaman sizde onların misli müşrik olursunuz”
(Cami’ul-Beyan 12.cilt syf 87)
تزعم الخوارج أنها في الأمراء كذبوا إنما أنزلت هذه الآية
Şa’bi (رحمه الله) dedi ki:
“Hariciler (bu ayetin) emirler-yöneticiler hakkında (onlara mutlak itaat hususunda indiğini) zannetti. Onlar (hariciler), yalan söylediler. Bu ayet ancak (meyteyi helal saymak hususunda) inmiştir”
(Tefsiru İbn Ebi Hatım 4.cilt syf 1381)
Maverdi’de böyle söylemiştir ;
يعني في أكل الميتة إنكم لمشركون إن استحللتموها
“Yani (bu ayet) meyte yemek hususundadır. (Şöyle ki;) Eğer onu (meyteyi) helal sayarsanız, muhakkak ki müşrik olursunuz”
en-Nuketu ve’l-Uyun 2.cilt syf 162)
Ebu Ca’fer en-Nehhas’ta haramı helal, helali haram kabul etmenin şirk olduğuna bu ayetin delil olduğunu söylemiştir.
(Mean’il-Kur’an, li’n-Nehhas 2.cilt syf 482)
Ebu Bekir İbn’ul-Arabi ‘Mü’min müşrike kendisini küfre sokan bir hususta yani küfür mahalli olan itikatta itaat ederse müşrik olur, aksi halde müşrik olmaz’ demiştir.
(Ahkam’ul-Kur’an 2.cilt syf 275)
İz bin Abdusselam’da ‘Eğer istihlal yaparsanız’ kaydını zikretmiştir.
(Tefsiru İz bin Abdusselam 1.cilt syf 459)
Vahidi’de böyle sôylemiştir ;
والشرك استحلال الذبيحة التي لم يذكر اسم الله عليها
“Şirk, üzerine Allah’ın adının anılmadığı (meytenin) helal sayılmasıdır”
(Tefsir’ul-Vasıt 2.cilt syf 317)
Kurtubi itaat şirkinin meyteyi helal saymak olduğunu söylemiş ve akabinde de şöyle söylemiştir ;
فدلت الآية على أن من استحل شيئا مما حرم الله صار به مشركا
“(Bu) Ayet delalet eder ki, kim Allah’ın haram kıldığı bir şeyi helal sayarsa, o bununla müşrik olur“
(el-Cami’, li Ahkam’il-Kur’an 7.cilt syf 77)
Bu hususta muhalif bilinmemektedir.
Allah en doğrusunu bilendir.
Şura’nın Babası Mes’ud