Sesli Düşündüklerimden…
Ne yazık ki ortak bir kabul ve red dilimiz olmadığı gibi çoğu zaman olaylar karşısında bir omurgamız da yoktur.
Bir inanç eğer akide ise esneklik kabul etmez. Bir kişinin ne olduğunu anlamak istiyorsanız onu zor günlerde ve kritik kararların alındığı/alınacağı zamanlarda ne yaptığına ve ne söylediğine bakmanız yeterli olacaktır.
Her olayda açıklama yapmak, biz de varız demek zorunda değiliz. İnancımız çerçevesinde muhatap olmamamızı gerektiren durumlar olmadıkça “Birileri meraktadır, bu konu da açıklama yapalım” demenin bir anlamı yoktur. Siz açıklama yapmayınca topluluklar yolunu şaşırmış sürüye dönmeyecektir ta ki omurgasızlar açıklama yapıp akılları karıştırana kadar…
“Ben inancımın gereğini yerine getiriyorum. Böyle inanıyorum ve böyle yapıyorum” diyebilirsiniz bu sizin inancınız ve doğrunuzdur. Dile getirebilir açıklama yapabilirsiniz. Bu açıklama da benim inancım ve açıklamamdır. O nedenle sıkıntı yapmanıza gerek yoktur.
Düğün ve taziyeler genelde kimin, kim olduğunu ortaya çıkaran yerlerdir.
Biri öldü diyelim. Ölen hakkında şaibe var. Olumlu da olabilir, olumsuz da bu durum bu kişinin şahsı üzerinden değil temsil ettiği Akide üzerinden ya hüsn-ü zan besleriz ya da Su-i zan İle değerlendiririz. Her iki durumda da açıklama yapmak zorunda değiliz.
Diğer bir husus; Kardeşim kimse sizin ağzınızdan çıkan sözün ne zaman çıkacağına odaklanmış değildir. Bu sosyal mecralar ise her şeyin yazılıp çizilebileceği yerler değildir. Sizin hiç tanımadığınız ve belki onun da sizi tanımadığı ama bununla beraber sözlerinizden tamamen bağımsız bir anlayış edinecek insanların olduğu bir mecrada kalem oynatmaktasınız. Bu işin de bir sorumluluğu ve hesabı vardır. O nedenle iyi düşünmek gerekir…
“Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur.” (İsra, 17/36)
Her alanda her hususta yorum ve açıklama yapan kardeşim, İNSAN HER ŞEYİ DE BİLMEZ…
Abdullatif Mermer