SON ELÇİ VE TOPLUMSAL DEĞİŞİMDE UYGULADIĞI METOTLAR

ÖZET

Günümüzde toplumu ıslah etme çabalarının çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlandığı şu an ki suç oranlarından ve toplumun ahlak düzeyinden açıkça anlaşılmaktadır. Tebliğ ve ıslah çalışmaları yapan insanların peygamberi bir metot kullanmamaları veya eksik yada yanlış kullanmaları sebebiyle yapmış oldukları uğraşlar başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Burada elimizden geldiği şekilde Peygamberin toplumu değiştirmede kullandığı yöntemlerden bahsetmeye çalışacağız. Bu yöntemlerden bahsederken hadislerden, dergi ve makale yazılarından faydalanmayı düşünüyorum.

Bu çalışma bizlere, topluma nasıl yaklaşmamız gerektiğini , tebliğ faaliyetlerinin hangi metotlarla yapılacağını izah edecektir. Sonuç olarak şunları diyebiliriz ki ; İslam dinini kabul eden herkesin belli yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülüklerden biride “İyiliği emredip, kötülükten sakındırınız” mealindeki ayetin bize farz olmasıdır. Biz insanlara iyiliği emredip kötülükten sakındırırken izlememiz gereken yöntemleri burada toparlayacağız.

Anahtar Kavramlar: Peygamber , metot , toplum 

GİRİŞ

Toplumlar kendisini etkileyen bir takım etkenler sonucu devamlı olarak değişim içerisinde olmuşlardır. Bu değişimler beraberinde toplumlarda yeni sistemler çeşitli düşünce ve fikir akımlarını ortaya çıkarmıştır.

Toplumların şekillenmesinde veya yeniden oluşturulmasındaki temel faktörlerin başında din gelmektedir. Dinler içerisinde barındırdığı ilahi öğretilerin ve dayandıkları ilahi gücün etkisiyle toplumlarda hızlı ve kalıcı bir değişim gerçekleştirirler. Bu değişimin toplumda gerçekleşmesi ve dini pratiklerin faaliyete geçirilmesi peygamberler tarafından gerçekleştirilir.

İslam toplumunun inşası Hz. Peygamber önderliğinde oluşturulmuş ve kısa sürede bütün Arap yarımadasının çevresine yayılmıştır. İslami tebliğ ve davet çalışmaları ibadet kapsamindadır. Dolayısıyla bu ibadetin nasıl yapılacağı hususu da peygamberler tarafından bizlere bildirilmiştir. Hz. Peygamberin İslamiyet’i hakim kılma süreci günümüz İslam toplumları için örnek teşkil etmektedir. Bu makalede toplumsal değişimde dinin etkisi, İslam toplum inşa süreci ve kullanılan başlıca metotları işleyeceğiz.

Toplumsal Değişim Nedir ?

Toplumsal değişme belli bir zaman kapsamında dini, kültürel, ideolojik, ekonomik vb. etkenler sonucu ortaya çıkan sosyal alanlardaki değişimlerdir.[1]

Bu değişmeler dünyadaki değişmelere birlikte devam eden, bazen toplumun isteğine bağlı olarak ortaya çıkmakla beraber bazen de toplumdaki hakim gücün baskısıyla da gelişebilmektedir. Özellikle hakim gücün etkin olduğu toplumlarda değişimler yöneticiler tarafından baskıyla gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Fakat baskıya dayalı toplumsal değişimler istendik bir şekilde gerçekleşmediği için zamanla gerçekliğini kaybetmekte ve istenilen hedefe ulaşmamaktadır. Dinin etkili olduğu toplumsal değişimler ise İlahi kudrete dayandığından kalıcı değişimlerdir. Çoğu zaman toplumsal düzeni tehdit eden şüphe, fesadın yaygınlaşması etkili olsa da dini ve bu kapsamda toplumu yenileyici düzenlemeler din ile gelen değişimin kalıcı olmasında etkili olmuştur.

Toplumsal değişimlerin ortaya çıkmasında ki temel etmen dindir. Din hitap ettiği toplumu kendi prensiplerine göre yapılandırmak istemekte reddettiği esaslardan uzak durmaya çağırmaktadır. Bu bağlamda toplumlar sosyo-kültürel yapılarını belli bir dini sistem üzerinden geliştirirler.[2] Dinler insanları ve oluşturdukları toplumun kendi prensiplerine uymaları konusunda davet etmiş ve getirdiği kurallara muhalif hareketleri yasaklamıştır. İnsanların gerek dünya ve ahiret mutluluğunu vadeden dinler insanların kendilerini bu kurallara göre şekillendirmesine yönlendirmiştir.

İlahi dinlerde dine davet toplum içerisindeki kâmil insanlar olan peygamberler tarafından gerçekleştirilir. Getirdiği  öğretileri yaşatacak bir toplumda oluşturarak Allah’ın emir ve yasaklarını topluma eksiksiz olarak iletmek ve uygulatmak, İlahi emirlere muhalif yaşantıları değiştirmek, dönemin yanlışlarını sorgulamak peygamberlerin görevidir.[3]

Peygamberler Allah’ın koruması altında olan (İsmet) ve toplumda yaşantılarıyla, karakterleri ile önder kişilerdir. Bu yönüyle her toplumun istediği ideal toplumun oluşmasında huzurun, güvenliğin temini, anarşinin ortadan kalkmasında tarih boyunca peygamberlerin etkisinin bulunduğu ortadadır.

İnsanlık tarihine bakıldığında toplumların kültürel ve sosyal birikimlerin de bu etkiyi görmek mümkündür. Belli bir toplumsal düzeni sağlamış ve kendilerini tarihte yazdıran hemen hemen bütün toplumlarda peygamberliğin izlerini görmekteyiz. Bu açıdan bakıldığında toplumsal düzenin sağlanmasında peygamberler ilahi gücün sağladığı yetkinlikle insanlığa yol gösterici önderlikleriyle toplumların şekillenmesindeki temel faktördür. [4]

Dinin toplumsal değişimler üzerindeki etkisine İslâmiyet açısından bakıldığında Mekke’de başlayan ve Medine’de sistemleşen İslam toplumunda Hz. Peygamber karizmatik bir önder olmuştur. İlk tebliğ vazifesine başladığı Mekke toplumunda öğretileri halkın alışkanlıklarıyla uyuşmadığından Mekke’nin putperest öncüleri tarafından sert tepkilere maruz kalmasına karşın ona inanan ve güvenen insanlar tarafından takip edilmiş müntesipleri günden güne artmıştır. Mekke’de başlayan bu hareket hicretle birlikte yayılma fırsatı bulmuş ve bütün dünya medeniyetlerine ulaşmıştır. Toplum tevhid inancı etrafında birleşerek sosyal, siyasal, ekonomik eğitim ve hukuksal alanlar bütünüyle bir değişime uğramış Arap Yarımadası’nda yeni kültürel ahlaki bir yapılanma olmuştur. [5]

İslami Toplumun Oluşmasında Arap Toplumunun Örf ve Adetleri

Hz. Peygamberin geldiği ortamda Allah’a şirk koşma, putlara tapma, evliliklerde eş değiştirme, kız çocuklarını diri diri gömme, zulüm, asabiyet vb. gibi İslam’ın kabul etmediği sapkın davranışlar ve inanışlar mevcuttu. Hz. Peygamber bu toplumu inşa ederken öncelikli olarak yaptığı, ilahi vahye aykırı olan bu davranışları kaldırmak cahiliye toplumunun sapkınlıklarından toplumu kurtarmak olmuştur. Bu bağlamda Hz. Peygamber kan dökmeyi, hırsızlık yapmayı, zina etmeyi yani; mal, can, ırz ve namus emniyetini bozacak her türlü davranış içinde olmayı, iftira ve gıybette bulunmayı, faizi, karaborsayı ve rüşveti yasaklamıştır. Alay etmek, fitne ve fesada sebep olmak veya sebebiyet vermek, kin ve intikam duygusu beslemek gibi davranışlarda cahiliye örf ve âdeti olduğundan Hz. Peygamber tarafından yasaklanmıştır. 

Bunun yanında dikkat edilmesi gereken konu Hz. Peygamber yeni toplumsal düzeni kurarken bulunduğu toplumun değerlerini bütünüyle ortadan kaldırmamıştır. Hz. Peygamber İslam’a uygun olan toplumun kabul gördüğü örfün bazılarını devam ettirmiş. Bazılarını da ıslah etmiş, bazılarını da tamamen ortadan kaldırmıştır. Nitekim cahiliye döneminde gerçek manasını yitirmiş olan kurban ibadeti yeniden düzenlenerek gelen ibadetlerdendir. Kurban İslâmiyet öncesi dönemde putlara kesilirken İslamiyet’in getirdiği tevhid inancı ile birlikte sadece Allah adına kesilmiştir.[6]

Yine Hz. Peygamber İslâmiyet öncesi Araplarda var olan ve kendisinin de bizatihi katıldığı Hılful Fudul teşkilatını Peygamberlik geldikten sonrada “ Abdullah b. Cüda’nın evinde yapılan yeminleşmede ben de bulundum. Bence o yemin, kırmızı tüylü develere sahip olmaktan daha sevimlidir! Ben, ona İslâmiyet devrinde bile çağırılsam icabet ederim.”[7]şeklinde övmüştür.

İslam Toplumunun Oluşumunda Kullanılan Metotlar

Toplumların belirli bir değişime uğraması, yeni düzen ve kuralların oluşması belirli bir zamanın ve beraberinde uygulanan metotların çerçevesinde gerçekleşir. İslam toplumunun oluşma sürecinde Hz. Peygamber önderliğinde belli metotlar kullanılmıştır. Bu metotlar genel itibariyle tevhit inancının toplumdaki yansımaları olmuştur.

Tedrici  Düzenleme Metodu

Hz. Peygamberin toplumsal değişim sürecinde uyguladığı metotlardan biride tedricilik metodudur. Bu metot toplumun var olan alışkanlıklarından peyderpey soğumasına, yeni gelen kurallara alışma sürecini hazırlamıştır. Toplumsal değişimin ilk kaynağı olan Kur’an’ın tedrici olarak indirilmesi, getirdiği hükümlerinde tedrici olarak uygulanmasını sağlamıştır. Kur’an bir anda inmeyip 23 yılda indirilmesi ayetlerde şöyle ifade edilmektedir; “ Hem o vahyi, insanların zihinlerine sindire sindire okuman için zaman zaman gelen Kur’an dersleri halinde indirdik”(İsra 17/106) “ Kur’an yeri ve göğü yaratan Allah tarafından peyderpey indirilmiştir”(Taha 20/4) “İnkar edenler : Kur’an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? Dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle(parça parça indirdik) yaptık ve onu ayet ayet ayırarak okuduk”(Furkan 25/32)

Toplumsal değişimde önemli olan noktalardan biri de toplumun genel durumu ve bağlı oldukları geleneğin ölçüsünü iyi bilmek, ona göre hareket etmektir. Kur’an toplumun içinde bulunduğu şartlara göre peyderpey indirilmiştir. Bu şekilde toplum muhatap olduğu yeni kurallara aşama aşama alışma imkanı bulmuştur.

Hz. Peygamber toplumun temel sorunlarına yeni çözümler getirirken bunu birden bire uygulamaktan öte uzun bir sürece yayarak gerçekleştirmiştir. Bu şekilde çözülen sorunlar yerinde ve zamanında gerçekleşmiş ve kalıcı hale gelmiştir.[8]

Örnek olarak içkinin yasaklanması da ani bir şekilde ve toplumda şok etkisi yaratacak şekilde gelmedi. İlk olarak “ Sana içkiyi ve kumarı soruyorlar: Deki ; Onlarda büyük günah ve insanlar için bazı faydalar vardır. Fakat günahları faydalarından daha büyüktür. (Bakara Suresi 219) mealinde bir ayet inmiş daha sonra ikinci süreçte ; “Ey iman edenler ! Sarhoş olduğunuz zaman ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüp olduğunuz zaman da eğer yolcu değil iseniz gusledinceye kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisa suresi,43) ayeti indirilmiştir. Üçüncü aşama olarak kesin bir şekilde içki yasaklanmıştır ; “ Ey iman edenler ! İçki, kumar, putlar ve kısmet çekilen fal okları şeytan işi birer pisliktir, ondan kaçının ki kurtulaşa eresiniz. Şüphesiz Şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi ?( Maide Suresi 90-91) Bu ayetlerin nazil olması üzerine Hz. Peygamber içkinin kesin bir şekilde haram olduğu ifade etmiştir. Buna benzer bir çok hükmün topluma yerleşmesinde bunu görmek mümkündür.

Kardeşlik Metodu

Hz. Peygamber özellikle Medine’de yeni kurulan İslam toplumunun temelini kardeşlik üzerine oluşturmuştur. Mekke’de ki baskılardan dolayı hicret edenler bütün mal varlıklarını İslam uğruna bırakıp Medine’ye hicret etmişlerdi. Bu hicret kendisiyle beraber ekonomik ve sosyal bir takım sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunların çözülmesi için karşılıklı sorumluluk alan bir kardeşlik projesi yapıldı. Bu proje de Ensar Muhacirlerin sıkıntılarını yüklenmiş, onların Medine’ye uyum sürecini kolaylaştırmış, yeni toplumun birlik ve beraberliği bu vesileyle sağlanmıştır.[9] Kur’an Ensar’ın bu fedakarlıklarını şu şekilde övmüştür; “ Daha önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine iman yerleştirmiş olan kimseler(ensar), kendilerine göç edip gelenleri (muhacirler) severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler…”(Haşr 59/9)

Bütün insanları Allah inancı etrafında birleştiren bu metot hiç kimsenin salih amel ve takva üstünlüğü dışında bir üstünlüğün bulunmadığı bencilliğin aç gözlülüğün yerine kardeşliğin, yardımlaşmanın hakim olduğu bir toplum düzenini oluşturmuştur.[10] Genel itibariyle bu kardeşlik projesi muhacirlerin Medine’ye uyum sağlamalarını, ekonomik olarak yeniden kalkınmasını sosyal bir bütünlük içerisinde İslam inancının getirdiği hükümler çerçevesinde yeni İslam toplumunun inşasını geliştirerek ümmet anlayışını oluşturmak olmuştur.

Eşitlik Metodu

Hz. Peygamberin önderlik ettiği İslam toplumunun inşasında inanç eksenli bir değişme yaşanmıştır. İslam inancı içerisinde barındırdığı evrensel mesajları ile bütün insanları eşit görmüş hiçbir kabile, renk, dil, ırk farkı gözetmemiştir. Bütün insanların eşitliğini esas alan İslam inancı bu şekilde Arabistan sınırlarını aşmış ve bütün dünya medeniyetlerine kısa bir sürede yayılmıştır. Özellikle Arap toplumunun içerisinde ki sınıf ayrımının insanları bıktırmış olması İslam toplumunun eşitlikçi anlayışını cazip hale getirmiştir.

Sınıf ayrımlarının belirgin olduğu toplumlarda adaletin sağlanması mümkün değildir. Bu toplumlarda çatışma kaçınılmaz olmuş sürekli olarak bir anarşi ortamı yaşanmıştır. İslam toplumu anarşinin ortadan kalkması ve toplumsal çatışmanın önlenmesi amacıyla eşitliği esas almış, karşılıklı anlayış çerçevesinde bir toplum inşa etmiştir.

Hz. Peygamber sosyal değişimin temelinde eşitliği esas almış veda hutbesinde “Ey insanlar, hepinizin atası birdir, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur, üstünlük kişinin kendi çabası ile gerçekleşen takvadır buyurmuştur. [11]

Hz. Ali Hz. Peygamber ile ilgili şunları söylemektedir. “ Onun meclisin de herkes eşit vaziyette idi. Ancak bir kimse diğerine karşı çay Allah’a karşı sorumluluk bilinci ile üstünlük kazanabilirdi. Herkes alçak gönüllü idi. Orada, yaşça büyük olanlara saygı gösterirler, küçüklere de merhamet ederlerdi. Toplantıdaki ihtiyaç sahiplerine öncelik tanırlar, özellikle kimsesiz olanlara ayrı bir ilgi gösterirlerdi.” [12]

Uygulayıp Yaşayarak Düzenleme Metodu

Uygulayarak öğrenme, bildiğini yaşayarak bütünüyle pratik hayatta tatbik etme sürecidir. Öğrenme sürecinde içerisinde duyuların etkinliği arttıkça öğrenmelerin kalıcılığı artmaktadır.[13] Yaşayarak öğrenme de özellikle taklit metodu kullanıldığından pratik hayata yönelik davranış düzenlemeler daha kısa sürede ve etkili bir şekilde gerçekleşmektedir.

Hazreti peygamber hayatına gelen hükümleri bütünüyle uygulayarak ve yaşayarak öğretmen ve öğrenen konumundaydı. Hz. Peygamber kendisine gelen vahyin pratik hayatta tatbikinde birinci dereceden canlı örneği olmuştur. Hz. Aişe Hz. Peygamberi “ Siz Kur’an okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kur’an’dı”[14] diye ifade etmiştir.

Hz. Peygamber Kur’an’ın emir ve yasaklarının pratiğe geçirilmesinde toplumsal hayatta yaşatılmasında öncülük etmiş ve bütünüyle topluma örnek olmuştur. Özellikle ibadetleri uygulamaya geçirilmesinde ve toplumun işleyişindeki uygulamaların nasıl yapılacağını insanlar ilk olarak ondan öğrenmiştir.

SONUÇ

Toplumlar tarih boyunca belirgin bir şekilde ortaya çıkan değişimler geçirmişlerdir. Bu değişimlerin oluşmasında ki en temel etmenlerden olan dinler, peygamberlerin öncülüğünde toplumları etkilemişlerdir. Kaynağını ilahi kudrete dayandıran bu etkileşimler yeni toplum düzenlerinin oluşmasını sağlamış, ilahi öğretilere muhalif yaşantıları yasaklamıştır.

İslami açıdan bakıldığında Hz. Peygamber Allah’ın istediği bir toplum inşa etme yolunda büyük bir çaba ve çalışma yürütmüştür. Bizlerinde toplumu yeniden ıslah etme gibi bir projemiz olduğu takdirde onların kullandıkları metotları kullanmamız gereklidir. Eğer farklı yollarla toplum inşa edilecek olsaydı Peygamberimizin o yolu da kullanmış olacağından şüphemiz olmazdı. 

Hz. Peygamberin insanlığa örnek toplumun oluşturma süreci belli bir sistem üzerine yürütülmüştür. İnsanların hem bireysel olarak geliştirilmesi hem de toplumsal olarak birlik ve beraberliğinin sağlanması için değişik metotlar uygulanmıştır. Hz. Peygamber toplumun yapısını dikkate alarak hareket etmiş, tedrici olarak hükümleri uygulatmış, ve kendisi bizzat uygulamıştır. İnsanlar arasında eşitliği esas alan, hoşgörülü, saygılı, birbirlerinden sorumlu bireylerin olduğu bütünüyle insancıl bir toplum oluşturmuştur.

Hazırlayan: Falanzade

Kaynakça

[1] VARDİ Recep Hz. Muhammed’in Liderliğinde Arap Toplumunda Gerçekleşen Toplumsal Değişim, Toplum Bilimleri Dergisi sayı:9/17 Ocak 2015

[2] AKDOĞAN Recep Temellerden Topluma Kelam İlminde Sosyal Açılımlar s.106

[3] VARDİ Recep Hz. Muhammed’in Liderliğinde Arap Toplumunda Gerçekleşen Toplumsal Değişim, Toplum Bilimleri Dergisi s.324 sayı9/17 Ocak 2015

[4] AÇIK Fatih, Hz. Peygamber Dönemi Toplumsal Değişimin Öne Çıkan Yönleri , Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi s.1004

[5] OKUMUŞ Ejder, Toplumsal Değişim ve Din,2012: 286-287

[6] TAN Zeki, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 32, 2011, s.143-185

[7] İbn Kesir, Sîre, c.1, s.261

[8] AÇIK Fatih Hz. Peygamber Dönemi Toplumsal Değişimin Öne Çıkan Yönleri, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, s.1006, sayı:38. Haziran 2015

[9] AÇIK Fatih İlk İslam Toplumunun İnşa Sürecinde Kardeşlik Projesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi c.4 sayı:3 s.688 2015

[10] Ramazan El BUTİ , Fıkhu’sSire sayfa :188 2012 çev: Atık AYDIN

[11] Diyanet İslam Ansiklopedisi yıl 2012, ciltt:42, sayfa:591-593 

[12] Tirmizi, Şemail,151

[13] ŞEN Yusuf Hz. Peygamberin Merhamet Eğitim Metodu, Bayburt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi s.23 cilt:6 sayı:1-2 2011

[14] Müslim 1/514 Hadis no:746

[15] Kur’an-ı Kerim

You may also like...

2 Responses

  1. yiğit dedi ki:

    Allah razı olsun hocam

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir