Yahudiyi Tanımak
Dünya tarihinde dostluklar da olmuştur, düşmanlıklar da!
Hayat devam ettikçe ve süregeldikçe böyle olacaktır da!
Lakin Rabbimiz düşmanlıkta aşırı gidenlerin karakter yapısını haber verip sağlıklı görmemiz için bize apaçık örnekler vermektedir.
“Andolsun ki, insanlar arasından iman edenlere en çetin düşman olarak Yahudileri ve müşrikleri bulacaksın. İman edenlere sevgi bakımından en yakın olanlarınsa “Biz Hristiyanlarız.” diyen kimseler olduğunu bulacaksın. Bu, onların arasında (din bilgini) keşişlerin ve (ibadet ehli) rahiplerin olmasından ve onların (hakka tabi olma konusunda) büyüklenmemesindendir.” (5/Mâide, 82
Yahudilerin düşmanlıkları daha şiddetlidir. Çünkü onlar dinlerinde samimi olmayan hasta kalpli kimselerdir.
Yahudilerin tortusu olan Rafizilerde de bunu gözlemleyebilirsiniz.
Lakin Hristiyanlar içerisinde düşmanlıkları az olan ve adil olan kimseleri bulmak mümkündür.
Çünkü onlar hakka ulaşmak için bilgi edinmiş ve ibadet ederek Allah’a yaklaşmayı istemişlerdir.
Yani sapık bile olsa, yanlış yol üzerinde bile olsalar hakka ulaşma derdi ve ibadet yönünün olması kişiyi az da olsa adalete sürüklüyor, dalalet üzere olsalar bile!
Mekke müşrikleri dine düşmandı. Lakin düşmanlıkları Hevazin ve Sakif kabilesi kadar değildi. Çünkü onlar da kendilerinde ibadet eder, Kabe’ye hürmet gösterirlerdi. Yemek yedirir, yolda kalmışa yardım ederlerdi.
Dile hakimiyet olayları hikmetle okuma feraseti vermişti. Müşrik de olsalar, İslam’a karşı kör cahil bir siyaset de gütseler böyleydi.
Nebî aleyhisselam Mekke davetine muhatap bulabilmişti. Hudeybiye’de mantıklı konuşma karşısında dinleyip ikna olan ve iman etmediği halde yoldan çekilme erdemine sahip kimseleri görebilmekteydi.
Fakat Taif’te konuştuklarını anlamayan, dinlemeyen kütükvarî canlılardan başkası ile karşılaşmamıştı. Bir köle iman etmiş o da oralı değildi.
Öyle düşmanlıkları vardı ki Huneyn gibi bir ihanet ve acı tecrübe ümmete yaşattılar.
Evet, o bölgenin serin ve güzel bir iklime sahip olması, bağ bahçesinin sulak olması ve onları rehavete sürükleyecek olan şeylerin olmasının da etkisi gözden kaçmayacak bir hakikattir ama rehavet insanı kör etmez sadece nötr adam eder.
*Bu olay bize anlatır ki adil olmak, adil şahidler olmak ancak aklı kullanan, düşünme kabiliyetini kaybetmemiş ve merhamet olgusuna sahip olan amel sahiplerince mümkündür.*
Eğer düşmanlıkta had tanımayan, her tür düşmanlığı ve düşmanlığın gereğini yapmayı vicdanî bir rahatsızlık duymadan yapan birini görürseniz o vakit bu ayeti hatırlayın.
Bu bakış açısı ile bakarsanız İsrail’i daha iyi anlarsınız. Siyonizmi daha iyi anlarsınız.
Müslümanların düşmanına bile adil olmasını ama Yahudi ve o karaktere sahip kimselerin dosta bile olan ihanetini daha iyi anlarsınız.
O nedenle biz sosyal medyada dört koldan Hamas üzerinden İslam’a ve Müslümanlara savaş açan kimseleri anlamakta zorlanmıyoruz.
İbadet ve taatten uzak, Allah korkusu hissine yabancı, kalbi kas katı olan kimselerin, duygu ve düşüncelerine esir olmuş kimselerin düşmanlıkları da hileli oyunları da hep bu bakış açısı ile anlam kazanabilir.
Abdullatif Mermer