YILBAŞI KUTLAMALARI HARAM DA YIL BOYU VAHYE ŞAHİTLİK ETMEMEK HELAL Mİ?
Evet, yine bir yılın sonuna yılbaşının arefesine yaklaştık. Yılbaşı/Noel kutlamaları ne dinimizde ne örfümüzde ne kültürümüzde olmayan safsata ve hurafe bir adettir. Bu toplumun İslam’a hassasiyeti olanlara ıslah ve davet maksadıyla yılbaşı-noel kutlanmaması için uyarılar yapılması gerekli ve önemlidir.
Fakat toplumda gittikçe yaygınlaşan inançsızlık ve ahlaksızlık rüzgarını kesmek için senenin bir günü gündem olan “yılbaşından” önce her zaman sorun olan bilgisizlik, fikirsizlik, trollük, kitlesel faşizm, sosyal adaletsizlik ve haksızlıklara itiraz ederek vahyin şahitliğini yükseltmeliyiz.
Maalesef ki dünyada siyasetinin ekseninde konumlanan muhafazakar kesim “zulüm içimizden ise ben sizden değilim!” tavrını kuşanamıyor. Dolayısıyla can alıcı, başat problemlere sahih ve sivil bir söylemle projeyle karşı duramayan “İslamcı-Mukaddesatçı-Muhafazakar” kesimlerin yılbaşı gibi senenin bir günü kutlanan seremonilere tepki vermesi hem kimseye etki etmiyor hem de abartılı geliyor.
Toplumun asıl bozulmasına referans olan sorunlar batıl dinler ve ideolojik tezlerdir. Bu sorunlara genelde tarihsel bakılıyor tarihi gelince belirli gün ve haftalar eleştiriliyor. Halbuki tarihsel değil de kuramsal, kavramsal bakmadan İslam’ın sosyal ve siyasi fıkhını sahici ve şeffafça gündeme getirmeden bu kimlik ve değer karmaşasına köklü çözüm sunmamak birkaç gündeme en büyük mesele gibi yaklaşmak gerçekçi ve ıslahçı bir bakış değildir.
*Asgari ücrete dair sistemin çarpıklığına dair sözünüz yoksa,
*Ekini,doğayı,çevrenin ekolojik dengesini tahrip eden kapitalizmin mühendislik projelerine saf gibi “enerji yatırımı…” olarak bakıyor iseniz,
*Sosyal devlet eğitim, sağlık, belediye gibi en tabii ve zorunlu alanlarda ücretsiz, eşit, adil, yeterli hizmet verme anlayışıdır. Buna rağmen eğitim ve sağlıkta paralı ve özel seçenekleri, kamu kurumlarını ve hizmetlerini özelleştirmeyi, tekelleştirmeyi kamuyu ve serbest piyasayı koruma sanıyor iseniz,
*Rüşvet, ihalede fesat, kamu yolsuzluğu gibi rantiyecilik rantiyecilik sektörünün aktörlerine, “çalıyor ama çalışıyor; ama çalmayan yok ki…” diye tavır koyamayacak kadar hafif ve geniş meşrepli iseniz,
*İşçi ve emekçinin zor ve çaresiz durumundan faydalanarak köle gibi çalıştırıp emeğini sömüren, hakkını vermeyen, iş güvenliğini maliyeti artırdığı için ihmal ve ihlal ederek; iş kazaları ve ölümlere sebep olan işverenlere lafınız yoksa,
Davetin muhatabı olan bu toplum; İslamınıza güven duymayacak, dini statükonun emniyeti ve garnitürü yapan din istismarcısı olarak kabul edecektir.
Unutmayalım ki Resulullah’a iman eden kişilerin- kitlelerin büyük çoğunluğu egemenlerin sömürdüğü, eziyet edip aciz bıraktığı kalabalıklardı.
Yüce Allah özellikle alt ve orta sınıfı taltif etmiş, umut vaat etmiş ve mal mülk makam olarak üstte olanları da bu konuda çetin şekilde uyarmıştır.
“Biz ise, istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve onları varisler kılalım.” Kasas suresi, 5.
Ammar Eseri
Allah razı olsun