Yiğitlerin Ardından…
Yiğitler vardır. Yaşadıkları diyarın insanı değillerdir. Onlar, Rableri katında kurulmuş özel bir hayatın insanlarıdır.
Herkes dünyanın süsü ve eğlencesine takılmış iken onlar bütün kamaştırıcı etkisine rağmen gözlerini dünyadan çevirmiş ve rızaya dikmişlerdir.
özlem dolu yiğitlerdir onlar.
Onların özlemi cennete ve dünyayı cehenneme çevirenleri asıl yurtlarına göndermeyedir.
Hem mazlumun yanında olacak ve hem de zalimin karşısında… Ama sadece diliyle değil, söylemleri ve sloganları ile değil…
İmanı ve yüreğiyle. Yaşamı ve inancıyla ve ortaya koyduğu pak ameliyle.
İşte bu zulme ve zulme sessiz kalan dünyaya inat, ölümü öldürmeye yürüyen bu yiğit gençler.
İsrail’e ve siyonist işgalcilere bir mesaj vermeye gittiler. Domuz ve maymunların kardeşlerine Filistinli müslümanların da kardeşleri olduğunu haber vermeye gittiler.
Kanlarıyla bu mesajı vererek hem sessizliğe, hem zulme , hem de Allah için canlarını ortaya koymuş yiğitlere şahid olmaya gittiler.
Ve onlar, verdikleri sözde durmaya gittiler. Rabbimizin buyurduğu şu ayette olduğu gibi;
“Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. Onlardan kimi (Allah yolunda şehid edilmek suretiyle) adağını yerine getirdi, kimi de (şehid olmayı) beklemektedir. (Ahidlerinde) hiçbir değişiklik yapmamışlardır.” Ahzab, 23.
O yiğitler verdikleri sözü yerine getirip, Rablerine yöneldiler. Dünyanın bütün kirinden arınıp Rablerine yükseldiler. İnşaallah Şehid olarak, bütün bu hakikatlere şahid oldular.
Rabbimiz bu kardeşlerimizin şehadetini kabul etsin. Onları katına şehidler olarak alsın. Sabreden ve onların şehadetine gıbta edip, gurur duyan ailesine rahmet etsin. Onları da bu kardeşlerimizin şefaatinden mahrum etmesin…
İnşaallah şehid kardeşlerimiz; Seyfullah Bilal Öztürk, Yakup Erdal, Ahmed Awad ve Halid Minavi, kardeşlerimize ithafen… Rabbimiz, Şehadetlerini kabul etsin.
Abdullatif MERMER