Malumdur ki ümmeti Muhammed’in tartıştığı meselelerden biri de budur.
Ben bu yazıda çocukları okula göndermenin hükmünü anlatmayacağım, çünkü fetva ehli tarafından verilir, ben de fetva vermeye ehil değilim.
Bu yazıda çocukları okula gönderenleri mutlak olarak tekfir edenlerin delillerini ele almaya çalışacağım ve nerelerde hataya düştüklerini izah edeceğim.
Bu kimseler çocukları okula gönderenleri tekfir ederken, ikrah durumunu istisna ediyorlar, bunun dışında ise gözlerini kapatıyorlar.
Bunlar bunu şöyle delillendiriyorlar.
Okullarda küfürler yaygındır, çocuk okula gidince küfür fiili ve sözü işliyor, çocuk mürted olmadığı için mes’ul olan ebeveyn oluyor, kişinin çocuklarını okula göndermesini, direkmen küfre rızaya bağlıyorlar.
Bir kimse ‘Ben gönderiyorum, bununla beraber elimden geldiğince sakındırmaya çalışıyorum’ dese de, buna itibar etmiyorlar, bu kimsenin yine de kafir olduğunu söylüyorlar. Buna da Nisa süresi 140.ayetini delil alıyorlar.
İlk olarak çocuğun irtidadının geçersiz olması meselesi, bu abilerin zannettiğinin aksine, icmai bir durum değildir, bu hususta hilaf edilmiştir.
İmam Şafii ve Zufer bu irtidadı sahih görmezken, İmam Ahmed ve İshak tekrar İslam’a icbar edilir demiş, Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve Muhammed bin Hasen ise, bu irtidadı sahih görmüş, lakin irtidad ahkamının icra edilmeyeceğini (öldürülmeyeceğini) söylemişlerdir.
el-İşraf, ala mezahib’il-ulema 8.cilt syf 57-58
Ya’ni hanefilerin yanında çocuğun riddeti sahihtir, lakin kendisine hüküm icra edilmez.
Burası işin bir tarafıdır.
Delil aldıkları ayete gelecek olursak, evet küfre rıza küfürdür, lakin delil aldıkları ayet hususunda küfre rızanın ne olduğu tartışmalıdır.
قد نزل عليكم في الكتاب أن إذا سمعتم آيات يكفر بها ويستهزأ بها فلا تقعدوا معهم حتى يخوضوا في حديث غيره إنكم إذا مثلهم إن الله جامع المنافقين والكافرين في جهنم جميعا
Allah (سبحانه وتعالى) dedi ki:
“Muhakkak ki Kitap’ta sizin üzerine ‘Allah’ın ayetlerine küfredildiğini ve onunla istihza edildiğini işittiğinizde, artık onlar ondan gayrı bir hadis içine dalıncaya kadar, onlarla beraber oturmayın. (Eğer oturursanız) O zaman siz (de) onların misli olursunuz. Muhakkak ki Allah, münafıkları ve kafirleri cehennem içinde topluca toplayacaktır’ (diye bir ayet) indirildi”
Nisa 140
Bu kimseler ayette geçen إنكم إذا مثلهم ‘O zaman siz de onlar gibi olursunuz’ cümlesinden yola çıkarak, bu kimselerin kafir olduğunu söylemektedirler.
Evet Kurtubi gibi bir takım mufessirler bunun rızaya delalet ettiğini ve küfür olduğunu söylemişlerdir.
Lakin ilim ehlinin geneli bunun direk rızaya delalet etmediğini söylemiş, bu benzerliğin masiyette olduğunu söylemişlerdir.
Taberi, Cami’ul-Beyan 9.cilt syf 320
Sem’ani, Tefsir’us-Sem’ani 1.cilt syf 492
İbn Teymiyye, Mecmu’ul-Fetava 30.cilt syf 212-213
Bunun sebebi şudur ki, şeriatta bir fiil bir fiile benzetildi diye, ikisinin aynı hükümde olması gerekmez.
Ebu Ubeyd el-İman’da sahibini dinden çıkarmayan günahları anlatırken, onlardan birinin de, teşbih yoluyla iki fiilin birbirine benzetilmesini örnek vermiş, buna dair bazı nasları zikretmiştir.
Misalen,
‘İçki içen, putan tapan gibidir’
‘Mu’mine la’net, onu öldürmek gibidir’
Bu tarz naslar ve buna benzer bazı nasları zikretmiş, bu fiillerin isyan olması hususunda müsavi olduğunu, lakin cürüm bakımından aynı olmadığını, benzetmenin bunu gerektirmediğini uzun uzadıya izah etmiştir.
el-İman, Kasım bin Sellam syf 107-109
Şeyh Abdulaziz et-Tarifi yukarıda zikri geçen alimler gibi küfür meclislerinde oturmak fiilini iki kısma ayırmıştır.
- Oturup küfre sözlü ve fiili iştirak etmek. Bu kimse kafirdir.
- Salt oturmuş, küfre iştirak etmemiş, batınen inkar etmiş. Bu kimse kafir değildir.
et-Tefsir, ve’l-Beyan 2.cilt syf 1064
Bunu direk küfre rıza olmamasının sebebi şudur ; Çünkü munkeri inkarın tek bir marhalesi yoktur, birden fazla merhalesi vardır, bunlardan biri de kalp ile inkardır. Bunun delili de şu hadistir ;
من رأى منكم منكرا فليغيره بيده فإن لم يستطع فبلسانه فإن لم يستطع فبقلبه وذلك أضعف الإيمان
Allah Rasulü (عليه الصلاة والسلام) dedi ki:
“Sizden kim bir munker görürse, onu eliyle düzeltsin. Eğer (buna) güç yetiremezse, diliyle (düzeltsin). Eğer (Buna da) güç yetiremezse, (o zaman) kalbiyle (buğz/inkar etsin) ; Bu, (kalple buğz/inkar) imanın en zayıfıdır”
Muslim, es-Sahih 49
Dolayısı ile böyle bir fiilde dahi ülema buna dikkat etmiş, bunu direk küfre sebeb saymamışlardır. Bu kimseleri bunu tefekkür etmeye davet ediyor ve diyorum ki ; Küfre rızada ihtimal olmamalı, babanın gayesi ‘Puta tap’ demek gibi, sarih küfür olmalıdır.
Sonra İslam şeriatında çocukları okula göndermenin ya da kafirlerden ilim almanın küfür olduğuna dair bir nas sabit olmamıştır, bu kimselerde bunu kabul ederler.
Demek ki bu kimselerin kabulü ile gitsek bile, küfür olan çocukları okula göndermek değil, çocuğun küfür işlemesi durumudur.
Peki bu konuda fakihlerimiz ne demişler ?
Velev ki babanın bu yaptığı sarih küfre rıza olsaydı bile, yine de iki şahit çocuktan sarih küfür görmeden, babaya irtidad ahkamı icra edilmezdi, ilim ehli bu hususta icma etmiştir.
أجمع أهل العلم على أن شهادة شاهدين يجب قبولهما على الارتداد ويقتل المرتد بشهادتهما إن لم يرجع إلى الإسلام هذا قول مالك والأوزاعي والشافعي وأصحاب الرأي ولا نعلم أحدا خالفهم في ذلك إلا الحسن البصري فإنه كان يقول لا يقبل في القتل إلا شهادة أربعة شهداء
İbn’ul-Munzir (رحمه الله) dedi ki:
“İlim ehli iki şahidin şehadeti ile (mürted) üzerine irtidad hükümlerinin (icrasının) kabulü üzere icma etmiştir. Eğer mürted (tevbe edip) İslam’a dönmezse, onların şehadeti ile katledilir. Bu, Malik, Evza’i, Şafi’i ve rey ehlinin kavlidir. Bu hususta Hasen el-Basri dışında onlara muhalif hiç kimseyi bilmiyoruz. Muhakkak ki O, ‘Katl hususunda dört şahit olmadan kabul edilmez’ demiştir”
el-İşraf, ala mezahib’ul-ulema 8.cilt syf 78-79
İbn’ul-Munzir ikrar yoksa icmaen iki şahidin şahadetedinin gerektiğini, bu hususta icma olduğunu, sadece Hasen Basri r.a muhalif olup dört şahidi şart koştuğunu söylemiştir.
Dolayısı ile velev ki istidlal yöntemleri doğru olsaydı bile, ikrar (ben sakındırmıyorum/çocuğum kafir olsun diye gönderdim) ya da iki şahidin şahadeti olmadan, tekfire gidilmezdi.
İki şahit şahitlik edip inkar olursa da, durum şöyledir ;
ولو شهد شاهدان أن رجلا ارتد عن الإيمان أو امرأة سئلا فإن أكذبا الشاهدين قيل لهما اشهدا أن لا إله إلا الله وأن محمدا رسول الله وتبرآ مما خالف الإسلام من الأديان فإن أقرا بهذا لم يكشفا عن أكثر منه وكان هذا توبة منهما ولو أقرا وتابا قبل منهما
İmam Şafi’i (رحمه الله) dedi ki:
“Eğer iki şahit bir adamın ya da bir kadının İman’dan irtidad ettiğine dair şahitlik yaparlarsa, onlara sorulur. Eğer iki şahidi yalanlarlarsa, onlara ‘Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şahitlik edin, (bununla beraber) İslam dinine muhalif dinlerden teberri edin’ (denilir). Eğer bunu ikrar edip bundan fazlasını ızhar etmezlerse, bu (velev ki irtidadları sahih olsa da) onlardan bir tevbe olmuş olur. Eğer (irtidad ettiklerini) ikrar eder ve tevbe de ederlerse, onlardan (yine) kabul edilir”
el-Umm 6.cilt syf 172
Bu sebeble bu kimselere Allah’tan korkmayı, ellerini gözlerinin üzerinden kaldırmalarını, tekfir bahsinde aceleci olmamalarını, itizali kafadan vazgeçmelerini nasihat ediyorum.
Rabbim faydalı kılsın.
Şura’nın Babası Mes’ud