Bu Yol…

“Biz insana her iki yolu da gösterdik.”

Yürünecek iki yolun da özelliklerini bilmesine biliyoruz da sonunun nereye varacağını unutuyoruz. Cennet yolu hep nefsin istemediği işlerle dolu. Bu yolda döşenmiş zorluklar da kişiye göre değişiyor.

Kimi tesettür konusunda iki yol arasında debelenip duruyor. Fıtratındaki güzelliğini gösterme duygusu ile baş edemeyip sonu hoşuna gitmeyecek o rahat yola sapabiliyor.

Kimi tesettür konusunda zorlanmazken makama aldanıp beriki yola ayağını kaydırıyor. Kiminin alkışlar, taltifler karşı koyamadığı çeldiriciler oluyor. Kiminin bu ikisinde de gözü olmayıp dedikodudan kendini alamıyor.

Kimi mülke tav oluyor. Kimi Allah’ın kendini istihdam ettiği yerde bulunmayı kabul etmeyip keyfine uygun yerlerde olabilmek için o güzel sonu elinin tersi ile itiyor. Hem de bunu yaparken farkında bile olmuyor.

Dedik ya insan çoğu zaman unutur. İki yolun da nereye vardıracağını bildiği halde kendine ağır gelen dikenin acısıyla oyalanır durur.


Her insanın mizacı ve biriktirdikleri farklı olduğundan yoldaki çeldiricileri de farklıdır. Beni yıkmayan bir çelme başkasını devirebilir. Başkasını hızlandıran rüzgar beni beriki yola savurabilir. Bu yolda ayaklarımızı sabit kılması için Allahtan yardım istemekten başka seçenek yok.

Yürünen yol kolay değil. Gözyaşı var, ihanet var, cefa çekmek var.


İnsanın yorulduğunda yeniden yola revan olmasını sağlayacak duygu:
Daha önce yaşadığı acının da sevincin de geçmiş olması. İnsan sürekli olarak bu telkini kendine vermeli. Yaşadığım hazlardan da acılardan da geriye bir şey kalmadı. Öyleyse bu yolu itaat ile yürümeli. Öyleyse sonu güzel olan yolun dikenlerine razı gelmeli. Yolun sonunda dikenin varlığını dahi unutmuş olacağız biiznillah.

Eda Karahan

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir