ÇATISI OLMAYAN KİŞİLERDEN UZAK DURUN!

Abdullah bin Mübarek ‘’Zühd’’ adlı kitabında rivayet eder:
Tâbiin âlimlerinden Ebu Muslim El-Havlani birgün mescide girmişti. Orada bir grup insanın toplandığını gördü. Onların zikir ve hayır ehli kişiler olduklarını düşünerek yanlarına gidip oturdu. Grubun içindekilerden biri: ‘’Benim kölem ticaretten döndü, çok kâr etti’’ dedi. Bir diğeri: ‘’Kölemi hazırladım falan yere sefere göndereceğim’’ dedi.
Bunu gören Ebu Muslim El-Havlani onlara: ‘’Subhanallah! Biliyor musunuz benim ve sizin şu anki durumumuz neye benziyor? Bir kimse şiddetli bir yağmurun altında yolda kalmıştır ve sığınacak bir yer arar. O sırada büyük bir ev ve evin büyük kapısını görür. Şu kapıdan içeri gireyim de yağmur kesilinceye kadar orada durayım der. Kapıdan içeri girince evin çatısının olmadığını görür. Ben de sizin zikir ve hayır ehli olduğunuzu düşünüp yanınızda oturdum. Meğer siz dünya ehliymişsiniz.’’ dedi ve onların yanından ayrıldı.
Allah, Ebu Muslim El-Havlani’ye rahmet etsin. Onun anlattığı bu olayı bugün ne kadar da çok yaşıyoruz. Müslümanlar mescitlerinde, toplantılarında, misafirliklerinde ve diğer münasebetlerde ne kadar da çok dünyayı konuşur oldular. Halbuki biz dünyanın içindeki fitne yağmurlarından kurtulmak için birbirimize çatı olma umudu ile oturmamış mıydık? Ama ne yazık ki halimiz ortada. Bu sebeple önce kendi nefsime sonra da tüm Müslümanlara nasihat ederek diyorum ki; ‘’Bizi; gaflet, şehvet, kalp katılığı, bid’at, şirk ve küfür yağmurlarından kurtaracak çatılara sahip olan arkadaşlara sahip olmamız lazım. Üzerimize gaflet, şehvet, kalp katılığı, bid’at, şirk ve küfür yağmurlarının yağmasına sebep olan çatısız kişilerden de uzak hem de çok uzak durmamız lazım’’!

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir