Gevşeklik Hastalığımız
Değerli kardeşim!
Öncelikle şunu hiç unutmamalısın ki Allah Azze ve Celle seni bu dünyaya sadece dünyevi zevkleri tadıp kendi iç dünyanda zevk aldığın şeylerle uğraşıp boş vakitlerinde de ara ara Allah’ı hatırlayıp onu razı edecek birkaç amel ile uğraşasın diye göndermedi. Bunu iyi bir şekilde bilmeli, idrak etmeli ve anlamalısın.
Belki birçok sefer şunu düşünmüşsündür: “Neden Allah’a karşı sorumluluğumu yerine getiremiyorum?” Kıymetli kardeşim bil ki; senin Allah’a karşı sorumluluğunu yerine getirmeme sebebin, “İnanıyorum” dediğin Allah’a tam anlamıyla inanmıyor olmandan kaynaklıdır.
Eğer ki sen gerçekten inanıyor ve o Allah’ın senin yaptığın bütün fiillerinden dolayı seni karşısına alıp sana hesap soracağına iman ediyor olsaydın o vakit gündelik hayatında önceliğin Allah ve rızası olurdu.
Zaten günümüz Müslümanlarının en büyük problemlerinden birisi de budur, yani gündelik hayatta önceliklerinin dünyalıktan yana olması. Sen de bu problemden nasibini! almış gibisin ki Allah’ın dini senin için bir anlam ifade etmemektedir. Allah’ın dini uğrunda gayret etmek, Allah yolunda malını ve zamanını harcamak ve Allah yolunda bir çaba ortaya koymak senin için bir değer taşımamaktadır. Yani Allah’ı razı edecek amel ve düşünceler olursa güzel olur fakat yokluğu da bir eksiklik oluşturmamaktadır.
Bu düşünce ve ifadeler diline yansımasa da bu konulardaki rahatlığın, gevşekliğin ve vurdumduymazlığın bu ifadelerin vücut bulmuş halidir.
Belki farkında değilsin ama bilmelisin ki bu düşüncen seni, Allah katında cehennemlikler arasına katabilmeye yetecek bir hastalıktır. Eğer ki şu an kendine gelir ve Allah’ın dinini öncelersen bil ki kardeşim Allah da seni önceler.
Şunu da unutma ki; sırf dünyevî anlamda bir şeyleri elde etmek adına gayret ve mücadele sarf etmek çoğu zaman dünyayı elde etmeye yetmemektedir. Bununla beraber ahiretin de elden gitmesine sebep olabilmektedir. Seleften bir alimin dediği gibi, “Dünya için uğraşanların ahireti elde ettiğini görmedik ama ahireti elde etmek için mücadele edenlerin dünyayı da elde ettiklerini gördük.”
Güzel kardeşim eğer ki sen, Allah’ın dinini önceler ve Allah katında bir değer elde etmek için mücadele edersen yeri geldiğinde de eşin ve çocuğuna rağmen, ticaret ve kazancına rağmen Allah’ı öncelersen Allah’ın sana dünyayı değil dünyaları vermeye kadir olduğunu göreceksin.
Eğer ki Allah’ın buna kadir olduğunu biliyor ve inanıyorsan o zaman kardeşim, neden Allah’ın isminin anıldığı mekanlarda değilsin?
Neden Allah için koşman, yorulman, gayret etmen gereken yerlerde zamanın geçmiyor?
Bir düşün; zamanın televizyon, telefon ya da internet başında geçmektedir. Çoluk çocukla uğraşmak, dünya ve ticaretle zaman geçirmek, boş işler ile meşgul olmak derken ömrün tükenip gitmektedir.
Güzel kardeşim sence ölüm hiç yok mudur?
Sence ölüm herkesi bulurken seni bulmayacak mıdır?
Allah için şu an bu yazıyı okurken dur!
Gözlerini kapat, şunu düşünmeye başla ve kendine şunları sor: “Şu an ölüme hazır mıyım?”, “Şu an yaptıklarımla Allah katına gitmeye hazır mıyım?”, “Allah Azze ve celle şu anda benim canımı alsa o vakit ben ona bir şeyler sunabilecek durumda mıyım?”.
Bu ve benzeri sorulara cevapların hazır ise korkma! İç dünyanda bu soruları cevaplayabiliyor isen o vakit çekinme!
Eğer ki sen, şu an bu halinle Allah’ın katına gitmeye hazır isen o takdirde sana tek bir söz söyleme hakkını kendimde bulmuyorum ama eğer ki bu halinle Allah’ın huzuruna gidebilmeyi sen de yeterli görmüyor isen o vakit kıymetli kardeşim bil ki; ölüm sana uzak değildir.
Her an seni Allah’ın huzuruna götürmek için sana gelebilir ve her an seni yakalayabilir.
Ve ölüm, seni dünyadan götürmeyecek, seni dünyadan kurtarmayacak. Zira ölüm, seni alemlerin Rabbi olan Allah Azze ve Celle’ye götürecektir. Yani, O’na hesap vermeye, dünyada yaptığın bütün fiillerin ve konuştuğun bütün sözlerin hesabını…
Değerli kardeşim!
Dilersen sorumluluğunu bilip Allah için yapman gerekenleri yap dilersen de Allah’ın senin için hazırlamış olduğu âkibete hazırlanmadan öylece bekle. Tâ ki bir an yakanı kaptır ve O’nun huzuruna bu halinle git…
Rabbim bizi bu sondan korusun…
Allah razı olsun hocam
Ecmain, Kardeşim.
Rabbim cümlemize feraset basiret nasip etsin, Allah razı olsun
Amin,ecmain kardeşim.