Hesabı Ağırlaştıran Mecra, Sosyal medya

Düşünüyorum, eskiden insanlar bu kadar kolay kul hakkına girmezlerdi.

Eskiden komşu evlerinde yapılan özel hayata dair dedikodular şimdi sosyal medya gruplarına taşındı.
Artık bir araya gelmeye de gerek yok. Sohbet grupları yetiyor.

Böyle olunca, düşünüyorum,
Eskilerin cep telefonları, sosyal medyaları olmadıkları için sanırım hesapları daha da kolay olacaktır.

Geçen köye gittim meselâ, internetin çekmediği bir köy, köy halkının hararetle yapılan tartışmaları bile çok saf temiz geldi bana. Meselâ bir kaçı “Falan kişi tarlama girdi, ekini aldı, ağacımdan yedi, bana demedi. Aa izin almadı mı? Hih, başlık parası istendi, bana sorulmadı.. Kızını memura verdi, tatlı bana yollamadı..”vs vs..

Bizim bu mahallenin mi? hangisini söylesem, hangisini sıralasam, bilemedim. Bir kere şu telefonlar başlı başına bize yetiyor zaten…

İzinsiz başkasının özelini paylaşmak, habersiz ses kayıtları almak, sormadan paylaşmak, gizlice takip etmek.. Takip ederken, aslında dini menfaati için değil de, kusur bulmak için takip etmek gizlice, hanesine sahte kişiliklerle girmeye çalışmak… vs daha da sıralayabiliriz ki bu sadece bir kaçı, bir de olumsuz haram boyutu var bunun…

Gerçekten işimiz zor..

Ahirette dudak, dil, parmaklar, her harf her satır sorgulanacak. ALLAH Azze ve Celle ağzımıza “Sus” diyecek ve organlar konuşacak,  bir bir anlatacak şahidi olduklarını.

Harama girmenin, yanlış haber paylaşmanın, haberi araştırmadan kişi hakkında yorum yapmanın. Her delilsiz yalan haber için iftirayı paylaşmış olabilmenin vebali ağır olacak.
Ve böylesi ortamlarda her beğeni atan kişiler olarak, bu şer’re ortak olanlardan olacağız. Ve belki de ortak olanlar olarak bunca kul hakkı ihlaline, ALLAH katına kul hakkı ile biz de çıkacağız… Ve o gün
ALLAH’ın gözünden kaçamayacağız!

Korkunç bunlar değil mi? Ürperecek kalp var mı hâlâ?

Ebu Hureyre (r.a.)’nin rivayet ettiği bir hadiste Peygamberimiz salat ve selâm olsun Ona; arkadaşlarına şu soruyu yöneltti; “Müflis kimdir, biliyor musunuz?”
Ashab, “Bize göre müflis, parası ve malı olmayandır” dediler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Ümmetimin müflisi, kıyamet gününe; namaz, oruç ve zekât görevlerini yerine getirdiği halde, ona-buna sövmüş, iftira etmiş, şunun-bunun (haksız yere) malını yemiş, kanını dökmüş , onu-bunu dövmüş olarak gelen kimsedir. Bu kişinin iyiliklerinin sevabından hak sahiplerine verilir. Borcu ödenmeden sevabı biterse, diğerlerinin günahları ona yüklenir, sonra da Cehenneme atılır” 
Buyurdu.

Muhafaza et bizi Rabbim!
Nefsini terbiye edenlerden eyle bizleri..
Bizi bu kimselerin şerrinden de emin kıl.

Amin…

Dicle Şafak

You may also like...

3 Responses

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir