İmam Hasan El-Basri Derki;

عن الحسن البصري – من طريق الحسن بن دینار – قال:
(فمنهم ظالم لنفسه ومنهم مقتصد ومنهم سابق بالخيرات بإذن الله): السابقون:
أصحاب محمد صلى الله عليه وسلم ، والمقتصد: رجل سأل عن آثار
أصحاب محمد صلى الله عليه وسلم- فاتبعهم ، والظالم لنفسه: منافق
قطع به دونهم

تفسير يحيي بن سلام (2) / (790)

ثُمَّ اَوْرَثْنَا الْكِتَابَ الَّذٖينَ اصْطَفَيْنَا مِنْ عِبَادِنَاۚ فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِنَفْسِهٖۚ وَمِنْهُمْ مُقْتَصِدٌۚ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِاِذْنِ اللّٰهِؕ ذٰلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبٖيرُؕ

Sonra biz kullarımızdan seçtiklerimizi o kitaba mirasçı kıldık. Onlardan kimi kendine kötülük eder, kimi orta bir durumdadır, kimi de Allah’ın izniyle hayır işlerinde yarışır; işte büyük lütuf budur. (Fatır, 32)

Bu ayetin tefsiri anlamında Tabiin’in büyüklerinden Hasan-ı Basri derki;

وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِاِذْنِ اللّٰهِؕ
“Onlardan kimi Allah’ın izniyle hayır işlerinde yarışır” Bu zümre yani (السابقون)Sahabelerdir. (رضي الله عنهم)

“Kimi orta bir durumdadır.” Bu zümre ise(والمقتصد) sahabelerin (رضي الله عنهم) izini süren, gittiği yolu ve onlardan gelen nakilleri (آثار) soran ve tabi olan bir kişilerdir.

فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِنَفْسِهٖۚ
“Onlardan kimi kendine kötülük eder” (والظالم لنفسه)
Bu zümre münafıklardır ki; Muhammed Aleyhisselamın Ashabı (رضي الله عنهم) ile bağını koparan kimselerdir.

(Tefsiri Yahya B. Selam, 2, 790.)

İmam Hasan el-Basri رحمه الله Rabbimizin üç zümre olarak tasnif ettiği bu grupları;
-ilk neslin kendisi,
-ilk neslin izini takip etme hissiyatında ve uğraşında olan
-ve ilk nesli değersiz kılıp kendilerini ve ürettikleri yolu üstün kılanlar olarak tarif etmiştir.

Hak ve batılı tarif etmekte bundan daha güzel bir tarif ve izah olamazdı heralde.

Allah ona rahmet etsin…

Bugün hangi ve hangi istikamet bizleri kitabın yoluna ilhak eder sorularının cevabı bu kısacık cümle içerisinde izah edilmiş ve reçete bizlerin önüne sunulmuştur.

Bizler ne zaman ki ilk neslin yolunu terk edip okumalarımızı, araştırmalarımızı ve anlayışlarımızı edebi, felsefi ve süslü yollara çevirdik işte o vakit hakikatten ve ona paralel olarak vahiyden fersah fersah uzaklaştık…

Kendi aklımız ile kendimizi haklı bulacak te’viller ile kendimizi ikna edip vicdanlarımızı teskin ettik.

Lakin bilelim ki bizlerin süslü kelimeler ile kendimizi haklı bulmamız, gittiğimiz istikameti doğru bulmamız Rabbimizin katında bir değer görmeyecektir. Değer görüp kabul edilecek istikamet, imamın bizlere çizdiği gibi ilk neslin yoludur.

Abdullatif Mermer

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir