Okumak Denince…
Genelde hertür okumayı, okumaktan saymaktayız ama aslolan ikra’dan sonra gelen cümleye sadık kalarak okumaktır. Yani seni halk eden Rabbinin adı ile onu razı edecek bir okuma yapmandır.
Bir diğer deyiş ile onu razı edecek amellerde sana katkı sağlayacak okumalar yapmandır. Bundan kast edilen gündelik hayatında sana katkı sağlamayacak herhangi bir felsefik okuma bunun içinde değildir.
Günümüzde yapılan okumalar ise genel anlamda “malayani” olarak tanımlanabilecek okumalar olması nedeniyle kişinin imanî gelişimine katkı sağlamamaktadır.
Bu nedenle okuma kültürümüzü de ıslah etmeli ve içinde iman kavramı bol geçiyor ise de felsefik konular ve tartışmalarla yoğrulmuş kitaplar ve okumalardan uzak durmalıyız. Yani okunan her eser bizi rabbimize biraz daha yaklaştırmalıdır.
Bu bağlamda ismi ile karizma yapan eserler değil okunmasıyla kul yapan eserler okumalı ve bu anlamda tavsiyeler almayız, elbetteki ehlinden.
“Dostoyevski, Orhan pamuk gibi eserler okunmalı mıdır?” Demiş bir kardeşimiz.Evet, okumalıyız yerine göre ama muhakkak bir amaca istinaden olmalıdır bu okuma.
İbni Teymiyye kelamı yerden yere vurmuştur ama kelamın babası olan yunan felsefesi için yunanca öğrenmiş ve yunan Feylezoflarını onların dilinden okumuştur. Ama İmam, felsefe okumak için değil ümmetin başına bela olan bu düşüncelere cevap vermek ve bu hastalığa ilaç üretebilmek için okumuştur. Eğer ki davetçi bu amacı güdüyorsa ya da en önemlisi bu kabiliyet ve ehliyeti kendisinde bulunduruyorsa okusun, okumalıdır da aksi durumda ne kendi aklını ne de zamanını israf etmekten sakınmalıdır.
Allah razı olsun hocam