Yoğurdu Üflemeden Yemek?
Görüyorum ki, birisi “Merhaba güzel kalpli hanfendi, ben yeni terapistiniz, şimdi görüyorum ki sizin nenenizin nenesinin nenesinin sütten ağzı yanmış, bundandır ki siz yoğurdu üfleyerek yiyorsunuz, ama hiç merak etmeyin, ben size öyle bir şey yapıcam ki, nesiller boyu yoğurdu üfleyerek yiyen kaderiniz bir anda değişecek, hem de sadece 3 seansta hepsi bitecek, artık yoğurdu bırakın üflemeyi kaşık kaşık yiyeceksiniz!” dese, inanıcak hale gelmişiz. Yapmayın gözünüzü seveyim, ben yazmaktan yoruldum siz sormaktan yorulmadınız, 30 yıldır yaşadığınız güven problemini 3 seansa sığdırmak mümkün mü Allah aşkına? Ruh sağlığınıza Eminönü vapurunda satılan sebze bıçağı muamelesi yapmayın istirham ederim efendim, o gözlerinizde parıltıyla bir heveste aldığınız bıçak eve gelince ucu kör çıkıyor siz de hayal kırıklığına uğruyorsunuz yalan mı? İyileşmek emek ister, uzun yol ister, bazen boğar, bazen nefes aldırır, inişli çıkışlı, bol irade kullanmalı, bol kafa karıştırıcı bir süreçtir, kolay olduğunu söyleyemem ama güzeldir, hani spora ilk başladığımızda her yerimiz ağrır, hamlar, çok zorlanırız ama devam ettirirsek bir zaman sonra o zorluktan da artık haz olmaya başlarız ya hah işte böyle bir şey. Yani öyle biri tık tık puf puf yaptı diye bir anda her şey toz pembe olmayacak çok üzgünüm. Eğer oralarda bir yerde bu süreçte olan zorlanan insanlar varsa, ben size 3 seansta her şey harika olacak diyemem ama şunu söyleyebilirim; merak etmeyin, tam da olmanız gereken yerdesiniz, güzel günler de gelecek, verilen bu emeklerin hiçbirini Allah zayi etmez, yeter ki iyileşme niyetimiz ve yolumuz doğru olsun.