GÖRÜNMEZ İP

Aşağıdaki yazıyı bir süre önce Arapçadan çevirmiştim. Gerek geçmişte olsun ve gerekse günümüzde olsun, birçok sosyolojik olguyu algılanabilir bir olay ile özetlediğinden, birçok mecrada paylaşmıştım.

*****

Bir çiftçi komşusuna giderek eşeğini evin önünde bağlamak için bir ip ister. Komşusu ip yok fakat sana bir tavsiye vereyim; “Eşeğinin boynuna ip doluyor ve bağlıyormuş gibi yap, yerinden kımıldamayacaktır.” der. Çiftçi de komşusunun tavsiyesini uygular ve diğer gün eşeğini yerinde bulur.

Tarlaya gideceği vakit gelip malzemelerini eşeğine yükler ve gitmek isterken eşek yerinden kımıldamaz. Çiftçi var gücüyle eşeği hareket ettirmeye çalışır fakat boşuna. Sonunda eşeği hareket ettirmekten ümidini kesip tekrar komşusuna gelerek tavsiye ister. Komşusu der ki: “Eşeğin ipini çözdün mü?” Çiftçi şaşkınlıkla; “İp falan yok ki?” karşılığını verir. Komşusu; “Sana göre yok, eşeğe göre boynunda bir ip var.” der. Adam döner ve eşeğin boynundan ipi çözüyormuş gibi yapar. Bunun üzerine eşek hiç direnmeden harekete geçer.

Aslında bu eşekle alay etmemek lazım. Çoğu zaman insanlar da onları bağlayan hayali adet veya kanaatlerin esiri olabiliyorlar. Yapmaları gereken tek şeyse, akıllarına dolanan ve ilerlemelerine mani olan bu görünmez ipi fark etmeleridir. Herhangi bir ümmetin / milletin yeni nesilleri zayıflık, geri kalmışlık, korku ve yoksulluğu miras aldığı sürece, hayali ipini çözmedikçe hep geri kalacaktır. Ancak bu görünmez ipi çözdüğü zaman kalkınıp ilerler.

*****

Bu örnek daha çok maddi ilerleme açısından verilmiş olsa da, aslında çoğu inançsal sapma, ideolojik ve fikirsel eğilimler hatta politik hareketler dahi böyledir. Başta mistik eğilimler olmak üzere, bir takım dini cemaat ve cereyanlar, fikri – ideolojik akımlar ve politik gruplar, peşlerinde sürükledikleri insanların boynuna görünmez bir ip geçirirler. İnsanlar da onların ileri sürdüğü argümanlara gerçekten inanarak kendilerini ona göre konumlandırırlar. Nadiren bu görünmez hayali ipin farkına varıp kendini çözenler oluyor. Çoğunlukla ya hiç fark edilmiyor ya da fark edildiğinde artık çok geç kalınmış oluyor!..

Yukarıdaki olaya benzer bir resim görmüştüm. Resimde koca bir camış, burnuna takılmış basit bir iple, üzeri çıplak peşmurde ufacık bir çocuğun elinde bağlı gidiyordu. Söz konusu resmi sosyal medyada paylaşıp bundan ne çıkarılabilir diye sordum ama yorumlar beklediğim cevabı vermedi.

O koca hayvanı tutan aslında ne o basit ipti, ne de o gariban çocuk, asıl sebep inançtı. Sanırım modern psikoloji buna öğrenilmiş çaresizlik diyor. İşte aynı şey insanda da vardır. Allah Teâlâ insan fıtratına inanç kodlamıştır. Bu kodlama özgür beyin, hür vicdan ve sağlıklı fıtrat çerçevesinde vahiyle tanışırsa, hak dışında hiç kimseye boğun eğmez. Hiç kimse onu bağlayamaz, boyunduruk altına alamaz. Fakat vahiyle tanışmaması halinde ya asi bir müfsit olur ya da temelden batıl bir boyunduruk altına girer. Aynı şekilde özgür beyin, hür vicdan ve sağlıklı fıtrat çerçevesinde değil de, bir takım çarpık direktifler doğrultusunda vahiyle bağlantı kurarsa, akla hayale gelmeyecek bir prangaya vurulmuş olabilir.

Nitekim bugün çoğu cemaat ve grup içerisinde öyle insanlar var ki; cemaat veya grubun başını çeken kişiyi bırak cebinden, ayakkabısından bile çıkarır. Fakat gel gör ki; hem ilim, hem bilgi ve hem de kültür açısından dahi sayılabilecek insanlar, bütün bu açılardan çok gerisinde kalmış birilerinin peşine takılabiliyor. Yoksa politik erkin peşinde sürüklenerek laikliğin gölgesinde cihad ilan eden hocaları, bunlara inanan kitleleri, onun da ötesinde dünyanın en büyük kitlesinin teslis içerisinde tevhide inanıyor olmasını veya hiç azımsanmayacak bir kitlenin ineği hatta fareyi kutsamasını ya da sahte bir peygambere binlerce kişinin inanışını açıklamak mümkün olmaz.  

[Burhanüddin Aldiyaî]

You may also like...

1 Response

  1. Taha atabay dedi ki:

    Hangimiz de kaç adet ip var ah bir bilsek hocam.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir