Başkalarını razı etmek için ebeveynini kızdırma!

Başkaları, senin hayatını inşa etmek için kendi hayatlarını tüketmezler!
Ebeveynin küçüklüğünde seni prens/prenses yaptılar. Sen de büyüdüğünde onları kral/kraliçe yap.
Harika bir söz değil mi?…

Hala hatırlıyorum; yaklaşık iki yıl önce metrobüs ile eve dönerken, yakınımda bir kız telefonda annesiyle konuşuyordu. Yirmili yaşlarında belli ki şehir dışından gelmiş üniversiteli bir kızdı. Kızgındı, hakaretler savuruyordu; siz gericisiniz, örümcek beyinlisiniz, bizi anlayamıyorsunuz, küçük beyniniz almıyor, aklınız yetmiyor vs. Ebeveynine bu şekilde sayıyordu. Aşikârdı ki mevzu, ailenin onaylamadığı birisiyle ya evlilik ya da gayri meşru bir birliktelikti. Kendi kendime düşündüm; onun bu duruma gelmesini düşündüm, ebeveyninin halini düşündüm. Kız için söylenebilecek bir şey bulamadım, tanımadığım aile için de teessürle acıdım.

Onların da hataları olduğu kuşkusuzdu. Zaten din ile bağını tamamen koparmış beşeri düzenlerin eğitim sistemi insanı dinden, imandan çıkarabildiği gibi, insanlıktan da çıkarabiliyor. Ancak ne olursa olsun, bir insanın kendi ebeveynine karşı bu duruma gelmesi gerçekten aklın anlamakta ciddi zorluk çektiği bir durumdur.

Seni doğuran, emziren, türlü ihtiyaçlarını gören, hastalığında acı hissederek ve sevincinle mutlu olarak büyüten, gerektiğinde senin için aç, susuz ve uykusuz kalan kısacası türlü cefalarla bu yaşa kadar üniversite düzeyinde eğitim görecek duruma getiren annene; ömrünü sana harcayan, rahatını senin için bozan, senin karnın doysun, üzerinde elbisen olsun, insan gibi yaşasın, eğitim görsün diye gerektiğinde hamallık bile yapan babana, belki de seni kullanıp bir köşeye bırakmaktan fazla bir değer vermeyen birisi için nasıl bunu yapabildin?!…

Sonra Ahzab Suresi 72. Ayeti okudum ve mantığımızla çözümleyemediğimiz nice olgunun cevabını buldum. Allah Teâlâ, göklerin, yerin ve dağların yüklenmekten şefaat istediği emaneti yani mükellefiyeti insanın yüklenmesini açıkladıktan sonra; »Kuşku yok ki; insan çok zalim ve çok cahildir.» diye buyurur. Kendini aşan insanoğlunun özeti budur.
(Aldiyaî)

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir