En Kolay Hutbem
Hafifliğime uyanıyorum. Ayaklarımın değdiği bir yer var, ayaklarımın yükseldiği bir yer. Flu bir kalabalık bana bakıyor ve bir şeyler söylemem isteniyor kalabalığa. Kimsenin, “bir şeyler söyle” dediğini hatırlamıyorum ama biliyorum bir yerlerden. Bir dağ kadar büyük ve benim çıkabileceğim kadar küçük kayanın üzerinde bir şeyler söylemek için bulunduğumun bilincindeyim.
Şimdi mesele; ne söyleyeceğime karar vermek. Çünkü söylediğim sözün -bunu da nerden bildiğimi hatırlamasam da- dinleneceğini biliyorum.
Uzun zamandır biriktirdiğim haykırmak hissi geliyor aklıma. Madem dinleyecekler ve anlayacaklar, haykır! Seni anlamayan, hak vermeyen kalmasın. Zihnimde cümleler sıralanmışken konu anlamsızlaşıyor. Bu gerçek olamayacak kadar çok ve flu kalabalık benim biriktirdiklerimi dinlemek için toplanmış olamaz.
Peki ya, iyi birer insan olmalarını telkin versem. Hem herkes iyi olursa ucu bana da dokunur elbet.
Ya da ilme mi davet etsem? Bazen cehaletten de şeytandan sığındığım gibi sığınıyorum ya Allah’a.
İnsanları sevmeye davet etsem. Hümanist olur muyum?
Kafamı toplamaya çalışıyorum. Bu kaya burada ve ben bir sebep için buraya çıktım. Daha önce kayalara, kahve masalarına, sokak banklarına çıkanları hatırla. Onlar ne için çıkmışlardı. Ne diye seslenmişlerdi. Rasulüllah aleyhisselam Safa Tepesi’nde yetimliğini mi haykırdı kalabalığa?
Evet, sanırım neyden bahsetmem gerektiğini biliyorum artık. Zaten bildiklerimi de hep o tepeden seslenenin rahlesinden öğrenmedim mi?
Ey insanlar! Bir olan Allah’a ibadet edin. O’nun rasulünün yolundan gidin. Aydınlık olan o geniş yola, Sırati Müstekime, gelin. Dünya fani, ömür kısa…
Kalabalık daha da flulaşıyor. Sözlerim kulaklara değmiyor. Büsbütün dağıldılar. Ayaklarımın altındaki kaya da yok.
Sancısız ve ağrısız bir şekilde başka bir dünyaya kayıyorum. Ezan sesiyle yatağımda uyanıyorum. Sıcacık yatağım, ezan sesi ve ışığı yanmayan binlerce ev… Ne kaya var ne de flu kalabalık.
Mehdi tembel insanların avuntusu; yapması gerekeni yapamayan müslüman, hayatı boyunca mehdi bekler. Rüyalar da tembel insanların tebliğ yapabildiği bir alem. Ter dökmeden, ayıplanmadan öylece sana bakan bir kalabalık olsun istersin. Söyleyeceğin sözü tek bir defa söylemek istersin. Tek bir sözünle de sana bakan kalabalık melekleşsinler istersin.
Lambası yanmayan evlere karşı haykırıyorum: Ey insanlar! Bir olan Allah’a ibadet edin.
Eda Karahan