Ahiret Yolcusu Olduğunu Unutmak

“Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster”

Kıymetli dostum!
Rabbimiz, bütün peygamberleri ve davetçileri iki temel neden ile görevlendirmiştir.
Allah’a ve ahiret gününe iman etmek.
İlki
kime göre yaşayacağımızı belirlerken ikincisi ise kime göre yaşadığımızın masaya yatırılacağını bize öğretmektedir.
Bizler nisyan köklü bir isme sahip olmamız hasebiyle unutabilmekteyiz. Dünya meşgalesi içinde kaybolup yok olabilmekteyiz. Hele günümüzde bu daha da bir kolay ve hızlı olabilmektedir.
Sosyal medya davası(!) ve (!) mücadelesi bizi bizden alıp götürebilmektedir. Asıl sorumluluklarımızdan tamamen uzaklaştırıp bizi daracık dünyanın içine hapsedebilmektedir. öyle ki hem de bunun kendi özgürlüğümüz hissini vererek ve yalancı bir mutlulukla avutarak yapabilmektedir.

hatırlatıcılar ise bize; İş saatimizi, faturalarımızı, ödeme ve taksitlerimizi, dünyevî randevularımızı hatırlatmaktadır. Bu hatırlanan meşgalelerde bizi asıl hatırlayacaklarımızdan fersah fersah uzaklaştırmaktadır.

Tekasür suresinde buyurduğu gibi çokluk bizi oyaladı ve oyalamaya devam etmektedir.

Hatta kabirlerin içine girdiğimiz ana kadar kadar kabre doğru gittiğimizi hatırlayamamaktayız. Kendimize gelip “Nereye bu gidiş” diye soramamaktayız.

Kıymetli dostum! Her şeye ve her unutkanlığa rağmen bize yaklaşmaktadır yaklaşmakta olan…
Misyonunu unutmayan bir tek uyarıcı var ki Kur’an’dan başka o da kabirlerdir şüphesiz…


Onlar kendi görevlerini icra etmeye devam etmektedirler. Rabbimiz onların da etkisinin yitirileceğini bildiği için kimi zaman kendi kanımızdan ve canımızdan bir uyarıcı ile sarsar bizi, öyle ki dünya bütün genişliğine rağmen dar gelir, sadrımız sıkışır ve bütün renkler solar. İşte o zaman o kabirler misyonunu en zirve de icra etmeye başlarlar.

O vakit o bir azap mı bir rahmet mi soruları zihinlere doluşmaya başlar.

Peki sonra ne olmaktadır?
Sonra unutup gitmekteyiz. Hatta hatırlatıcılar bize unutmayı hatırlatırlar. Ölenle ölünmeyeceğini akıllarımızda canlı tutarlar.

Kıymetli dostum! Sana kimin neyi niçin hatırlattığına bak! Çünkü bazı hatırlatmalar bize niçin burada olduğumuzu hatırlatıp Rabbimiz ile bağımızı güçlendirirken kimi hatırlatıcılar bizi Rabbimizden uzaklaştırıp kulluğumu tahrip etmektedir.


Kabirler ise bizim başında dua edip sonra hayata kaldığımız yerden devam ettiğimiz yerler değildir. Bize ahiretin en dehşet anını bir fragman gibi hatırlatmakta ve aslın, daha şedit olduğunu unutturmamaya çalışmaktadır.
O zaman hatırla ve unutma!
Hayatını alemlerin Rabbine göre yaşa!
Dost olan sana bu anında Rabbini hatırlatandır. Bu anında yanında olup seninle aynı hissiyatı yaşayandır. Yani seninle o an sen olandır.
Abdullatif Mermer

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir