Justice

Gece saat on iki. Dondurucu bir hava. Gazel ve Melis çöpten ekmek, meyve-sebze topluyor.

Gazel 8 yaşlarında.

Melis 6 civarı.

Bir de utanıp kenara çekilen küçük bir Yusuf var karede görünmek istemeyen…

Baba hamallık yapıyormuş.

Anne de zenginlerin evinde hizmetçilik.

500 tl de kira veriyorlarmış…

Dün gece davetten eve dönerken, çöp bidonu yanında gördüğüm manzara ve sonrası çöp toplayan çocuklarla yaptığım söyleşi, edindiğim bilgi yaşamlarına dair.

Bazen bir tek manzara sayfalarca yazacağın hikâye ile doludur.

Bazen de, hikâye acının taa kendisidir; kelimelere ihtiyaç duyurmadan.

Gerçekçi acılarla tanışık olan minicik yürekler. Kim anlar halinizden?

Mahrumiyet, mazlumiyet, masumiyet… Ama hepsine rağmen;

elinde kalan ile umuda tebessüm etmek…

Bazen çöpten topladığı ekmek ile…

Bir yerde okudum; “Fakirin içemediği sütü, zenginin köpeği içiyorsa, bana adaletten bahsetme”

Suphanallah…

Vicdanları 12 den vurmaz mı bu söz?

Bence vurmalı.

Dünyadaki düzenin pardon düzensizliğin bu kadar disgusting, (mide bulandırıcı) durumda oluşunun en büyük sebeplerinden bir tanesi de adaletin yerle yeksan oluşudur!

Kimin eli kimin cebinde belli olmadığı bir toplumdayız.

Kast sistemi Hindistan’da var diye bizi kandırmışlar kardeş.

Her yer Hindistan’mış aslında, sadece isimsel olarak kılıflar geçirmişler, kendi necasetleri ortaya çıkmasın diye…

Sözüm yine bize olsun! Onlara diyecek söz, yetecek kelimem kalmadı…

Sahi, senin vicdanın rahatsız olmuyor mu bir köşede, sırf dayısının oğlunun eltisinin 3. yeğeni olduğu için milyar dolarla oynayan, yok efendim birilerinin kodamanları olduğu için torpilli işlerde bilmem kaç bin maaşla hakkı olmayan bir hayat yaşarlarken,

Bir köşede günlük 30 liraya, zenginin pisliğini temizlemek zorunda bir hayata mahkûm edilen garibanları görünce?

Benim acıyor vicdanım, hem de baya…

Sadece vicdan değil, sinirlerim de geriliyor bu sistem de.

Ve tek ve en büyük saadetim; böyle bir Sistemin “s” ni bile desteklemiyor oluşumu öpüyorum alnından, kalp duvarıma asıyorum!

Neyse topiğe dönersek;

Kıymetli bir hocamın sözü vardı; Ahlakçı olmak kolay, ahlaklı olmak zor diye” aynen aynen hocam, ahlakçılar çok.

Şimdi de “Adaletçi” olmanın kolay, “Adaletli” olanın ise yok olduğu bir yerdeyiz.

Adaleti herkes kendine yontuyor. Kendi sınıf ve zümresini kayırmaca ziyadesiyle had safhada…

Konunun özüne gelirsek şunu diyeceğim;

Benim muhteşem inancımın muhteşem Kitabında yasalar bir harikadır!

Nisa 135′ in bir kısmında der ki; “Ey iman edenler, kendiniz, anne -babaniz ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahid olarak adaleti ayakta tutun….”

 Yine Maide 8’in bir kısmında der ki;

“..Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletten alıkoymasın.” Ne mutlu ki (ellezi) İslam’ım diyene!

Evet, Arapça, İngilizce, Türkçe, Zaza’ca ve Kürtçe. Her dilde seni seviyorum “Adalet”

Dicle Şafak

You may also like...

1 Response

  1. Hacer dedi ki:

    Dicle hocam. Yazılarınızi özledik. En azından sosyal medya da sizi takip ediyorduk. Her satırda kendimi görüyordum,, yüreğin derinliklerinden gelen etkili kelam gah gözyaşım damlıyordu. Gah umutla iman varsa yürekte var azimde var, Diyor yeniden davamda heyecanlanıyordum.Tevafuk burada gördüm yazıları adınıza arama yaparken..kaleminizi susturmayın lütfen.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir