RAHMETTEN DOYASIYA İSTİFADE ETMEK

                Bismillahirrahmanirrahîm

                Allah’a hamd, Rasulüne salat, cümle Müslümanlara ise selam olsun.

                Aziz kardeşlerim malumunuz ayların en hayırlısı, en faziletlisi gelip çattı. Bu rahmet ayını çoğu zaman gaflet içerisinde karşılıyor ve beklediğimiz o manevi atmosferi yakalayamadan da yolcu ediyoruz. Eli boş eve dönen balıkçılar gibi oluyoruz adeta. Böyle bir duruma düşmemek için özel bir gayret sarf etmeliyiz ki o manevi lezzeti tadalım. Aksi halde dünyalık metanın debdebesi, zihnimizi allak-bullak eden teknolojik araçlar ve maneviyatımızın katili olan sosyal medyal içerisinde boğulan, daralan, sıkılan ve bir çıkış yolu arayan ruhlarımıza rahat bir nefes aldırabilmek için ayağımıza gelen bu mübarek fırsattan mahrum kalmış oluruz hafazanallah. Sınava hazırlıksız giren öğrencinin ahvali hepimizce malumdur… “Ramazan ayında güzel bir maneviyat tahsilatı yapabilmek için neler yapabiliriz?” sorusunu maddeler halinde yazalım:

1- Ramazan ayına girmeden önce maddi-manevi hazırlıklarımızı tamamlayalım. Bu hazırlıklar mutfak alışverişinden ziyade Ramazan ayı boyunca yapacaklarımızın programı olmalıdır. Ailemizde, çevremizde, iş yerimizde Ramazan ayının rahmeti ve bereketi ile ilgili yapacağımız sohbetler dahi bu hazırlık mukabilindendir. Örn; uzak bir yerden sevdiğimiz biri evimize gelecekmiş gibi bir havaya girmek ve geleceği günü saymak( 5 gün kaldı, 4 gün sonra inşaallah kavuşuyoruz, inşaallah 30 günlük bir rahmet yağmuru yağacak üzerimize, inşaallah 30 gün sonra bambaşka biri olacağım gibi.)

2- Birinci maddede zikrettiğimiz hallerin aksini sergilememek ve orucu bir angarya veya eziyet verici bir yük olarak görmemek. Mesela Ramazanı, birinci maddede yer alan güzel cümlelerle karşılamak ile yüzünü buruşturarak “üff çok az kaldı, havalar da ısınıyor.” gibi cümlelerle karşılamak arasında kocaman bir manevi uçurum vardır ki ikincisi şeytana karşı 1-0 mağlup başlamak demektir. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz.

3- Kesinlikle ama kesinlikle en az bir kere de olsa Kur’ân’ı hatmetmek ve mukabele yapacağımız arkadaşlarımızla programımızı önceden belirlemek.

4- Kur’ân bilmeyenler Allah’ın huzurunda kendisine şu sözü versin: “İnşaalllah bu Ramazan benim için bir milat olacak ve Kur’ân okumayı öğreneceğim.”

5- Kur’ân-i Kerim’i öğrendiği halde okumada güçlük çekenler de, “inşaallah bu Ramazanda okuma sorununu çözmüş olacağım ve okuyuşumu geliştireceğim.” diye kendilerine söz versinler.

6- Kur’ân okumada bir güçlük çekmeyenler ise EN AZ bir hatim yapacaklarına ve Kur’ân’dan yeni ayetler ezberleyeceğine dair kendilerine söz versinler ve ezberleyecekleri ayetleri şimdiden kararlaştırsınlar. Nice kardeşimiz vardır ki yıllardır hep aynı kısa surelerle namaz kılmaktadır. Bu durum namazın sıhhatine zarar vermiyor olabilir ama belli bir müddet sonra namazı sıradanlaştırıp manevi tesirini azaltıyor. Mesela, Kur’ân’da geçen dua ayetleri ezber yapmak için çok güzel olur.

7- Kur’ân’ımızla ilgili ilmimizi arttıracak kitaplar okumak. Bu konuda Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın “101 Cevapla Kur’ân Nedir?” isimli kitabını tavsiye edebilirim.

8- Oruçlu iken çalışalım veya çalışmayalım vücudumuz enerji ve güç kaybettiğinden dolayı normal olarak halsiz düşecektir ve malumdur ki beden takatsiz iken sağlıklı bir kitap okuma hevesi de olmuyor pek. Realiteyi göz ardı etmemek adına en azından kitap okuyamıyorsak dahi internette Kur’ân’ımızla ilgili kültür, edep ve ilmimizi arttıracak dersler dinleyebiliriz. Bu konuda da Nureddin Yıldız Hocamızın ‘Sosyal Doku’ youtube kanalında yer alan “Ayet Ayet Şahsiyetimiz” isimli ders serisini Ramazan ayı boyunca takip ederek Ramazan ayını daha verimli hale getirebilirsiniz.

9- Kalp katılığına sebep olan boş sözlerden yüz çevirelim! İhtiyaçtan fazla yapılan konuşmalar ve dünya ve ahiretimize faydası olmayan sözler bu gruptadır. Hepimiz Ramazandan önce gerekirse bunların liste gibi bir raporunu çıkararak bu kararımızı somuşlaştıralım. (Örn; “Falanca akrabamla veya kardeşimle sürekli ve saatlerce telefonda konuşuyorum. Bunu en aza indireceğim.) gibi.

10- Ramazan ayı boyunca Kur’ân ve İslami dersler hariç hiçbir şey dinlememeye ve izlememeye çalışalım. Ezgi, ilahi, şarkı, türkü, komik video, ilginç video, tuhaf video  vs vs.  Lağv olan şeylerden kesinlikle uzak duralım. Ramazan ayı Kur’ân ayıdır. En çok dinlediğimiz şey Kur’ân olsun.

11- Eğer sosyal medya hesabınızdan bir şirket veya ümmetin elzem bir işini yönetmiyorsanız sosyal medya hesaplarınızı bir aylığına da olsa askıya alın. Orada israf ettiğimiz vakti daha hayırlı şeylerde kullanalım. Sosyal medya kalbimizi ve zamanımızı öldürür.

12- Sofra yarıştırma müsrifliğine düşmeyelim. Hele hele şâşalı sofra selfielerimizi “whatsapp durumlarında veya muhtelif sosyal medya alanlarında paylaşmak gibi bir basitliğe düşmeyelim!

13- Özellikle hanım kardeşlerimiz bütün günlerini mutfakta heba etmesinler.

14- Özellikle erkek kardeşlerimiz bilhassa da ev babaları; sakın ha sakın sofra için, yemek için eşinizin, ailenizin veya fırıncı esnafların kalbini bağırıp çağırarak kırmayın. 17 saat sabreden 17 dakika daha da sabreder Allah’ın izniyle.

15- Orucu uykuya tutturuyor sözü ne kadar da rahatsız edici değil mi… İmkan varsa öğle vakti kısa bir kaylule uykusu kâfi gelir Allah’ın izniyle.

16- Teravih namazları olmazsa olmazımız olsun. Peki, “O gün misafirlerimiz olsa da mı ?”

– Evet, misafirimiz olsa da hatta misafirlikte olsak da. 8 rekat da olsa kılalım.

17- Bedenen hantallaşmamak ve teravihte zorlanmamak için iftar yemeklerinde ölçüyü kaçırmayalım. Hamur işi ürünleri fazla tüketmemeye gayret edelim.

 18- Sılayi rahim ve misafire ikram etmek bir ibadettir. Bunu israf ve gösteriş şovuna çevirmeyelim. Emin olun sizi seven kişiler asla sofradaki çeşit azlığından dolayı sizi kınayıp ayıplamaz. Kınayan da sizi ciddi anlamda sevip saymıyordur. Onlar için de Rabbimizi öfkelendirmeye değmez.

19- Şunu asla unutmayalım!

Ramazan ayı; belediyelerin kendi reklamlarını yapıp birkaç oy devşirmek için düzenlediği eğlence, şenlik ve gösteri ayı değildir.

İbadet ayıdır. Rahmet ayıdır. Fazilet ayıdır. Kur’ân ve teravih ayıdır. Eğlence adı altındaki bu tür şeytan tuzağı işlerden uzak duralım!

20- Kadr Gecesinin arayışında olalım ve iftardan önce dua etmeyi ihmal etmeyelim. Oruçlunun iftar öncesi yaptığı makbul dualardandır.

Allahım!

Söylediklerimizle ve yazdıklarımızla imtihan edilmekten Sana sığınırız. Ramazan ayını gaflet içerisinde geçirmekten Sana sığınırız. Üzerimize rahmetini indir. İbadetlere karşı iştiyakımızı arttır. Beden ve zihin yorgunluğumuzu gider. Kalbimizin katılığını Kur’ân ile silebilmeyi bizlere nasip eyle. Sözlerimizi başta nefsimiz sonra da kardeşlerimiz için faydalı kıl. Kitabın ve Rasulünün sünneti dururken hevamıza uymaktan Sana sığınırız. Anne-babamıza karşı asi olmaktan Sana sığınırız. Ailemize karşı merhametsiz olmaktan Sana sığınırız. Haşyet duymayan kalptan ve fayda vermeyen ilimden Sana sığınırız. 30 günün sonunda manevi bir gelişim yaşayamamaktan Sana sığınırız. Ayaklarımızı ve kalbimizi iman üzere sabit kıl. Şeytana, kafirlere ve rızık korkusuna karşı sebat, teslimiyet ve tevekkülümüzü arttır. Âmîn.

Muhammed Sabri ALTUN

24 Şa’ban 1442-6 Nisan 2021

You may also like...

1 Response

  1. Hasan dedi ki:

    Allah razı olsun hocam

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir