Çünkü İslam…
Çünkü İslam
“Eğer Hakk, onların arzularına uysaydı gökler ile yer ve içerisindekiler kargaşalığa düşerdi.” [1]
Gelişmek, düzelmek, insanlık, haklar, ekonomik krizler, psikolojik sorunlar… Hepsi yapay fikirlerin elinde umutsuz bir hastalıkla ölüme mahkum kavramlar…
Tüm insanlığın özlemi olan adaleti temsil anlamında bu dünyadan bir Hz. Ömer de geçmişti.
Hz. Ömer, halifeyken Medine’yi ev ev dolaşırdı. Bir kadının çocukların ağlamasını kesmek için kazanında taş ve su kaynattığını görür. Kadın da onu görür fakat halife olduğunu bilmez.
Der ki kadın;
- Gidip müminlerin emirini hesaba çekeceğim. Bunu duyan Hz. Ömer Beytülmale gider gıdaları yüklenir. Yardımcısı:
- “Ey Emir El Müminin bırak ben taşıyayım”, der . Hz. Ömer:
- “Hesap gününde benim yükümü sen taşımayacaksın” diye cevap verir. O, eve gider yemeği yapar ve sabaha kadar evin önünde bekler çünkü çocukların sevincini görmek ister.
Peki nerede şimdi sefil ülkelerin liderleri? Çocukların açlığını dert edinmeyi bırakın! Ölümlerine göz yuman devletler reisleri nerede?
Kültürel antropoloji dersinde içimi acıtan ihtiyaçlar, ekonomik krizler beynimi kemirdi durdu. İnsanların sinemaya gitmeye ihtiyaç gözüyle baktığı mantık dışı bir dünya oluşturuluyordu.
Peygamber “Âdemoğlunun tek ihtiyacı yiyecek, giyecek ve barınaktır.” demişken bugün kapitalizm ve adaletsiz gelir dağılımı yüzünden insanların aç olmasına ne demeli? Hz. Ali :” Fakir birini gördüğünde Allah’ı suçlama bu sistemi kuran, zalimi suçla”, demiştir.
Ortada sizi gizlice sömüren bir sistem var.
Sistem, ihtiyaç dışı şeyleri ihtiyaçmış gibi gösteriyor. Ne alacağınızı, nasıl bir eğitim göreceğinizi onlar belirlemiş iken size ise sadece bunu nasıl yapacağınız ya da temin edeceğiniz kısmını tercih etmek bırakılmıştır.
Bu sebepledir ki insanın ne ile mutlu olacağını en iyi bilen Allah’ın gönderdiği din olan İslam ile ancak bu dünya düzelir ve güzelleşir.
Beşeri ideoloji ve sistemler, kendi kurdukları bir dünyayı hedefler ve buna sahip çıkmak için savaş teorileri gerçekleştirip dünyayı kaosa sürüklerler…
Çiçekler özgür yerlerde açar. Üzerine basılan beyinlerin psikolojilerindeki gelgitler bizi şaşırtmıyor.
Zira İslam dininden sonra uygulanan hiçbir sistemde devlet başındaki kişi size “Hatam varsa kılıcınızla düzeltin” demedi ve hiçbir halk “Sen kimsin de Allah’ın emirlerini değiştiriyorsun” deme hakkını kendinde göremedi.
Tek bir ilaha kulluk etmeyi öğreten İslam dini en son din olup tüm sorulara yanıt olmuştur ve bildiklerinizi uygulamaya geçiren en iyi güçtür.
Bizler İslam’a muhtacız. Çünkü İslam eğitimden ekonomiye, hukuktan sağlığa, varoluştan yok oluşa değin her meseleye en sistematik cevap verebilen sisteme sahip olan tek dindir.
Nefessiz kalmak neyse, inanan birey için İslam’ın hakim olmaması da aynı şeydir.
Kübra Koç
[1] Müminun, 71
Allah razı olsun