Erkeğin Kavvam Olması Kimin Yararınadır?

Rabbimiz önce topraktan Ademi (A.s)’ı yarattı sonra ondan eşini yarattı. Adem gücü, korumayı temsil ederken, Havva’yı bir kadın olarak zayıf, bıhıstıyar (hassas), dıltenık (Narin), sevgi ve ilgiye muhtaç olarak yarattı. Adem (a.s)’ın yanında neden bir hemcinsi değil de karşı cins yaratıldı diyecek olursak;

Adem (a.s) yanında bir erkek olsaydı dünyayı nasıl imar eder ve ağır isleri bir çırpıda nasıl bitiririz gibi konuları konuşmamız tam yerinde olabilirdi.  İmar kimin için yapılacaktı? Elbette ki insanlık için bu sebeple öncelikle o neslin oluşması ve devam etmesi gerekecekti ki Rabbimiz Azze ve Celle bunun gerçekleşmesi için bir kadın yarattı. Çünkü neslin devam edebilmesi için bu gerekliydi.

             Allah’ın yeryüzündeki en güzel sanatı olan insanın dünyada varlık gösterebilmesi için erkek ve kadına ihtiyaç vardı, Erkek ile kadının birlikteliğinin devamı için ise aralarında sevginin ve sükûnun olması gerekliydi. Bu iki özellik ve güzellik ancak bir kadın ile mümkündü. Bir erkek ağır iş ve sorumlulukları yürütürken sükûn bulabileceği bir ortama ihtiyaç duyacaktı. Kadının bu ihtiyaca cevap verebilmesi ve eşini mutlu edebilmesi için yapı olarak nazik, bıhıstıyar ve zız peljen olarak kadının güçlü kuvvetli ve sorumluluk sahibi birisine ihtiyacı vardı ve bu boşluğu hemcinsi dolduramazdı. Bu boşluk bir kavvama (yöneticiye) yani erkeğe muhtaçtı.

             Dolayısıyla bu dünyanın var olması ve yaşanılabilir olması için erkek kadına ve kadınında erkeğe muhtaçtı. Rabbimiz bu şöyle buyurmaktaydı.

“Onda ‘sükûn bulup durulmanız’ için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.” [1]

 Demek ki birinin korumaya diğerinin de ilgi ve alakaya ihtiyacı vardı. Çatışmaya, güç ve eşitlik kavgasına değil aksine “En üstün mümin, hanımına, en iyi, en lütufkâr davranan güzel ahlaklı kimsedir.”[2]   Diye buyrulan Nebi (a.s)’ın İfadesinde; erkekler lütufkârlığa ve fedakârlığa teşvik edilirken kadınlar “ İyi kadınlar, itaatkar olanlar…”[3] ifadesiyle ise pozisyon olarak erkeğe itaate, yumuşak ve güler yüzlü tutum ve davranışı ile sevgi dolu bir aile olmanın temelini oluşturmaya teşvik edilmiştir.

Aslında erkeklerin kavvam olması biz, nazik, sevgiye ve korumaya muhtaç olan kadınlar için Allah’ın bir lütfu ve rahmetidir….

Allah Azze ve celle yüce kitabımızda “Erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler.”[4] derken buna vurgu yapmıştır. Allah’ın onların bir kısmını diğerlerinden üstün kılması erkeklerin mallarından harcamalarıdır. Kadının zayıf ve korumaya muhtaç olması bir evde bir kavvamın olmasını zorunlu kılar. Erkeklerinde bu vasfını bilerek kadını kuşatıcı ve koruyucu olması gerekir. Bu yönü ile kadını yönetecek ve koruyacak zayıflığını güçlü kılacak bir erkeğin olması kadının faydasınadır.

Fahrurrazi; erkeğin değişik yönleri itibarıyla kadından daha güçlü olduğunu, kadının Allah’ın ona bir emaneti olduğunu belirttikten sonra, bu ifadenin erkek için ciddi bir tehdit ve kadınlara haksızlık etmemeleri yönünden ciddi bir uyarı niteliğinde olduğunu ifade etmiştir. Görünürde erkek faydasına görünen bu ayet aslında kadının muhafazası içindir. O nedenle bir evde muhakkak bir kavvam olmalıdır. Bu üstünlük aile geçimini sağlama noktasında ki üstünlüktür yani erkek kuvvette, sabırda ve aile geçimini temin etmede kadından daha üstündür. Bu üstünlüğün kabulü şüphesiz biz kadınların yararınadır…

---

[1] Rum suresi, 21

[2] Tirmizi

[3] Nisa, 34

[4] Nisa, 34