Şükretmek Kavramı…

Hayatın içinde birilerine veya herhangi bir şeylere umut bağlamaya çalıştıkça, bağlandığımız her ne ise sanki elimizden kayıp gidiyor. Hangi kapıyı aralasak ardı boş kalıyor. Dünyalık emellerimiz… Bitmek bilmeyen arzular… Sürekli bir tüketim çılgınlığı, bitmeyen şikâyetlerimiz…

Şimdi dönüp bakalım şikayetlerimize.. Hayatımızda olumlu ve olumsuzlukları “hakkaniyetle” bir kâğıda yazalım.

Olumlu olan şeyler, yani Allah Teâlâ’nın bize verdiği nimetler sayılmayacak kadar çok iken, olumsuz olan veya bize “olumsuz” gibi görünen şeyler parmakla sayılacak kadar az değil mi?

Sağlığımızdan tutun bedenimizin tastamam olması… Kendi kendimize işlerimizi halledebilecek organlara Sahip olmamız. Burnumuzun koku alabilmesi… Gözlerimizin en uç noktalara kadar görebilmesi. Bunlar saydıklarımızın sadece bir kaç tanesi… Ve es geçtiğimiz, sanki bunlara zaten sahip olmamız gerekiyormuş gibi, normalleşen, Asıl nimetlerden olan;

  • Bir evimizin olması…
  • Karınlarımızın tıka basa her gün sorunsuzca, fazlasıysa doyması..
  • Güne bomba sesleriyle uyanmayışımız mesela

Durup Bir düşünelim…

Aslında şükredecek çok sebebimiz var değil mi?

Hem bir müjde hem de bir uyarı olarak başta kendi nefsime sonra siz kardeşlerime İbrahim suresinin 7 ayetini hatırlatmakta fayda olacağını düşünüyorum;

“Hani Rabbiniz şöyle duyurmuştu: “Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.”

Sözüme devamen; acaba sorun olarak gördüklerimiz; mesela: eşimizde olan sorunlarımızda, çocuklarımızla olan sorunlarda, ailemizde sorun gibi görünen sorunlar, gerçekten bizleri bu kadar yıpratacak kadar sorun mu? Yoksa bunlar bizim şeytanın vesvesesine kapılarak kurguladığımız düşünceler mi? üç günlük dünyadayız

Bugün var Yarın yokuz.

Yoksa ölümlerden artık ibret almıyor muyuz?

Nitekim Bir hadisi Şerif’te şöyle buyuruluyor;

Sizlerden her kim vücutça sağlıklı; nefsinden ve malından, korkusuz ve huzurlu; günlük yiyeceği de yanında olarak sabahlarsa, sanki dünyanın bütün nimetleri kendisinde toplanmış gibi olur

(Tirmizi )

Peki, Bu mütemadiyen bunalımlar Neden? Bu dünya hırsı? Kısır döngüye girmiş menfi ruh hali? İşte Onlar elimizde olanlara değil, ötekinin elindekine bakmamızdan dolayı oluşan sonuç. Hani bir söz var “ komşunun tavuğu komşuya kaz görünürmüş” şimdi o hesap elimizdekilerinin farkında olarak şükrünü eda edemezken, başkaca şeylerin peşine düşüyoruz…

Hayatımızı şöyle tekrar gözden geçirelim… Olaylara birde Hikmet penceresinden bakmaya çalışalım… Elimizdeki olan nimetlerin ve “geçici “sahip olduklarımızın kıymetini bilip, Allah Teâlâ’ya şükranda bulunalım.

Geri başar dönecek olursak. Hayatımızda ısrarla istediğimiz şeyler acaba onlar gerçekten bizim için hayırlı mıdır? Acaba ısrarla istediklerimize kavuşamamak “Hayırlı “olmadığından ötürü olabilir mi? Hepimizin belki bildiği Musa aleyhisselam ve salih kul kıssasını zihinlerimizde tazelemek adına tekrar okuyalım;

Kur`an`da bulunan Musa (as) ile salih kul ile birlikte yaptıkları yolculukta başlarından geçeni ayet ayet buraya alalım ve bakalım başlarından ne geçmiş ve sonunda bizlere ne ders veriliyor görelim.

“Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. Mûsâ ona, “Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgi öğretmen için sana tabi olayım mı?” dedi. Adam, şöyle dedi: “Doğrusu sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin.”- “İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin?”  Mûsâ, “İnşaallah beni sabırlı bulacaksın. Hiçbir işte de sana karşı gelmeyeceğim” dedi. O da şöyle dedi: “O hâlde, eğer bana tabi olacaksan, ben sana söylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormayacaksın.” Derken yola koyuldular. Nihayet, bir gemiye bindiklerinde (adam) gemiyi deldi. Mûsâ, “Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu, şaşılacak bir iş yaptın.” dedi. Adam, “Sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin, demedim mi?” dedi. Mûsâ, “Unuttuğum için bana çıkışma ve bu işimde bana güçlük çıkarma!” dedi. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi. Adam, “Sana, benimle beraberliğe asla sabredemezsin demedim mi?” dedi. Mûsâ, “Eğer bundan sonra sana bir şey hakkında soru sorarsam, artık benimle arkadaşlık etme.(9) Doğrusu, tarafımdan (dilenecek son) özre ulaştın (bu son özür dileyişim)” dedi. Yine yola koyuldular. Nihayet bir şehir halkına varıp onlardan yiyecek istediler. Halk onları konuk etmek istemedi. Derken orada yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar gördüler. Adam hemen o duvarı doğrulttu. Mûsâ, “İsteseydin bu iş için bir ücret alırdın” dedi. Adam, “İşte bu birbirimizden ayrılmamız demektir” dedi. “Şimdi sana sabredemediğin şeylerin içyüzünü anlatacağım.”- “O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere ait idi. Onu yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir kral vardı.”- “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”- “Böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuk vermesini diledik.”-“Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait bir define vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağına ulaşmalarını ve Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarmalarını istedi. Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte senin, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur.” (Kehf 65-82)

Bu yüzden diyorum ki;

Belki filanca işinin olmaması senin için daha hayırlıdır. Belki çocuğunun olmaması senin için daha hayırlıdır. Belki Maddi durumunun iyi olmaması daha hayırlıdır. Belki bazı şeylerden uzak olman, yalnız olman senin için hayırdır. En sevmediğin şeyle imtihan edilmen Aslında senin için hayırlıdır…

“Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara-216)

MERVE YELKEN

You may also like...

2 Responses

  1. Selin dedi ki:

    Allah razı olsun kardeşim ❤️

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir