Helak İçin İlla Taş mı Yağmalı Gökten?

Evli, çoluk çocuk sahibi bir anne veya iş güç sahibi bir baba, bir derdi ve davası  olduğunu iddia eden bir ilim talebesi veya hoca düşünün ki; telefon denen zımbırtı elinden düşmüyor. Sürekli sosyal medyada geziniyor, whatsapp gruplarında geyik muhabbetler yapıyor veya oyun oynuyor.

             Anne-baba eviyle ve çocuğuyla, iş güç sahipleri işiyle, esnaf müşterisiyle, öğretmen öğrencisiyle doğru dürüst ilgilenmiyor. Maalesef bu felaketten âlimlerimiz ve üstadlarımız da hisselerine düşeni almaktan ictinab etmeyip ilmine ve talebelerine ayırması gereken vakti akıllı telefonlarıyla heba ediyorlar. “Belki telefonlar talebelerden daha akıllı ve onlardan daha çok iş görüyorlar diye böyle yapıyorlardır.” diye zoraki bir husni zanda bulunmaya çalışıyoruz ama ne fayda!

             Sütle, sevgiyle susturulması gereken çocuklar telefonla susturuluyor. İlimle ilgilenmesi gereken talebeler telefonla ilgileniyor. Kitap okuması gereken davetçiler bol bol tweet veya whatsapp durumu okuyor ve yorum yapıyor. Esnaf telefona bakmaktan müşterisinin yüzüne bakmaktan aciz. Güleryüzlü esnaflar gitti, android suratlı esnaflar geldi adeta!

             Harama bakmamak için yere bakarak yürüyen medreseli, imam hatipli gençler gitti, yüzünü avuç kadar ekrana gömerek yürüyenler geldi.

             Galiba kardeşler, helakı sadece bir tufanın, bir çığlığın veya gökten taşların yağması zannederek büyük bir yanılgıya düştük. Aksi halde bunun izahı nedir?

             Bir şey bütün topluma sirayet ediyorsa ya binlerce kişinin kurtuluşuna vesile olacak derecede çok bereketli olduğundandır ya da binlerce can kaybına neden olan bir felaket olduğu içindir.

             Hayatı durağanlaştıracak derecede her yere nükseden bu meret çok mübarek olduğu için mi her şeye sirayet ediyor?

             Yoksa tam anlamıyla aileyi, eğitimi, ticareti kısacası her şeyi kasıp kavuran bir felaket ve helak olduğu için mi?

             Cevap sizlerin…

Muhammed Sabri ALTUN

You may also like...

2 Responses

  1. Nurgül dedi ki:

    Gözgöre göre tabiri bunun için olsa gerek. Gözlerimiz yaptığımız yanlışları görüyor ama bir şey yapamıyoruz ya da yapmıyoruz… Böyle konular gündeme çok az geldiğine göre hiç rahatsız olmayanlar bile var..
    Bu bereketli ve yerinde olan makaleyi ilim talebesi iken telefondan okumak üzücü ama elden bu geliyor şimdilik.

  2. Abdulkadir yüce dedi ki:

    Ağzınıza kaleminize sağlık hocam..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir